Son zamanlarda okuduğum “Plato and a Platypus Walk into a Bar” kitabında Thomas Cathcart ve Daniel Klein isimli iki akademisyen şakalar üzerinden felsefi kavramları hepimizin anlayacağı bir dille anlatıyorlar.

Kitapta ünlü düşünür Aristo’dan bir hikâye vardı:

Sormuşlar “En iyi dostun kim ?” diye

. Kendisi en iyi dostunun terzisi olduğunu söylemiş.

 Dostları “Nasıl olur? Uzun yıllardır birlikte olduğun felsefe yaptığın dostların var, birlikte doğup büyüdüğün yakın akrabaların var, kardeşlerin var onların arasından neden terzini seçtin?” Aristo şöyle açıklamış: ” Onlar beni hala ilk tanıdıkları ve kararlaştırdıkları kanaatle yorumluyorlar, beni bir yere koydular ve benim için ne düşündüklerine karar verdiler, tekrar ölçmüyorlar. Oysa terzim bana her yeni elbise dikmeye başladığından benim ölçülerimi yeniden alıyor ve değerlendiriyor.”

Hepimiz böyle değil miyiz?

Kişiler, siyasi partiler ya da şirketlerle ilgili görüşlerimizi çoğunlukla bir kez oluşturduktan sonra bir daha değiştirmeyiz, her defasında ilk edindiğimiz kanaate başvurur ve bir kez daha objektif olarak değerlendirme yapmayız. Negatif olarak kişi, kuruluş ya da şirketlerle ilgili görüşümüz bu konuda çok büyük bir kırılma yaşadığımız zaman değişir.

Bunun için üç nedenimiz var:

  • Bir tanesi Aristo’nun bahsettiği; bir kez karar verilmiş ve bir daha objektif olarak bakılmıyordur.
  • İkincisi; İnsanların kendilerinin hep doğru düşündüğünü düşünmesidir, bir kez bir konuda beyanat verildikten sonra, “Mehmet bey iyidir kendisini çok severim.” ya da “Şu şirket çok çok iyi kendilerinden çok iyi servis alıyorum” dedikten sonra, “Ben yanılmışım arkadaş aslında bu şirketin servisi hiç iyi değilmiş.” ya da “Şu yönde hataları var” demek istemediği için bu kişinin ya da servisin kötü yanlarını görmezden gelir.
  • Üçüncüsü ise tamamen duygusal, sevdiğimiz bir kişinin ya da kuruluşun hatalarını da görmezlikten gelme eğilimi vardır.

Kişisel ya da kurumsal olarak bir servis aldığımızda, hemen ilk günlerde bu konuda bizde ilk kanaat oluşur ve bu servisi kafamızda bir yerde kategorize ederiz, oysa zaman içinde bu servis iyi yada kötü yönde gelişebilir. Bu yüzden aldığınız servis için bir ölçümleme metodu oluşturmakta yarar var, tabi ideal olan bu ölçümlemenin otomatik, aynı zamanda geliştirmeye ve iyileştirmeye açık olması.

Datassist, Türkiye’de kurulan ilk bordro outsourcing firması. İlk olmanın zorlukları ve güzellikleri var. İlk başta amatör bir ruhla müşterimizin taleplerini karşılamakla başlayan serüven zaman içinde bir servis standardı oluşturdu. Zaman içinde verdiğimiz servisi ölçümlemek ve bunu müşterimizi çok meşgul etmeden yapmak için çeşitli yollar denedik ve halen bu yolculukta devam ediyoruz. Müşterilerimize her ay Servis Seviyesi formu yolluyor ve varsa hatalarımızı, nedenlerini sorguluyoruz.

En çok da bu konuda bizi eleştiren ve daha iyisini yapmaya zorlayan ama gerektiğinde takdir eden müşterilerimizi seviyoruz. Çünkü onlar ilk kanaatle yetinmeyip bizi bir terzi gibi tekrar tekrar ölçüyorlar.