Bu haftaki konuğum Danışman ve Eğitmen Fırat Akkemik oldu. Fırat Hanım 25 yılı aşkın bir süredir Borusan Mannesmann’da görev aldıktan sonra kendi işini yapmaya başladı. Bakalım yeni macerasını bizlere nasıl anlatacak?
Ayşe Uça: Fırat Hanım hoş geldiniz.
Fırat Akkemik: Hoş bulduk Ayşe Hanım. Davetiniz için çok teşekkür ederim.
Ayşe Uça: Rica ederim… Evet, konu başlığımız “uzağa gitmek istiyorsak, birlikte” oldu. Konu başlığımızı siz seçtiğiniz için sormak istiyorum. “Uzağa gitmek istiyorsak, birlikte” ne demek?
Fırat Akkemik: 2021 yılı sonu itibarıyla kurumsal hayattan ayrıldım ve kendi girişimimi oluşturdum. İnsan Kaynakları konusunda yönetim danışmanlığı, eğitmenlik ve koçluk yapıyorum. Buradaki amacım insan odaklı organizasyon geliştirmek. Konu başlığımız aslında bir Afrika atasözü… Söz tam olarak şöyle: Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte git. Bunu 28 yıllık kurumsal deneyimimde sıklıkla gördüm. Aynı zamanda Arya Yatırım Platformu üyesiyim. Yeni yatırımcı ve girişimcilerde de bunu sıklıkla gördüm. Konu başlığımızın hikâyesi buradan geliyor.
Ayşe Uça: Ben de sürpriz olmasını istemiştim. Yayından öncesinde konu başlığımızın anlamını sormamıştım. Çok teşekkürler… Oldukça genç göstermenize rağmen 28 yıllık iş tecrübeniz de benim için bir başka sürpriz oldu. Kurumsal kariyerinizin neredeyse tamamını Borusan Şirketler Grubunun çeşitli kademelerinde geçirdiniz. Ve artık şimdi kendi işinizi yapıyorsunuz. Bu tecrübeyi farklı alanlarda kullanıyor olmak çok değerli bir şey…
Fırat Akkemik: Aslında pazarlama kökenliyim. Sonradan İnsan Kaynaklarına dâhil oldum. İnsan Kaynakları kariyerim, pazarlamaya göre çok daha uzun sürdü. 25 yıl Borusan Mannesmann’da çalıştım. İnsan Kaynakları departmanında olduğum süre boyunca insanla ve organizasyonla ilgili süreçlerin liderliğini yaptım. İnsan, Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Üst Yönetici konumum buradaki son görevim oldu. Bu yılın başından beri de bilgi birikimimi şirketlerle paylaşıyor ve yol gösterici olmaya çalışıyorum. Bunun yanı sıra kurumların ileriye gidebilmeleri sağlayacak birliktelik anlayışını kurabilmeleri için gelişim faaliyetleri tasarlıyorum.
İlham Veren Hedefler
Ayşe Uça: Peki, sizce bir operasyonu başarılı kılan ana unsur nedir?
Fırat Akkemik: Tek bir kelime ile cevap isterseniz “insan” derim. Biraz daha derinine inecek olursak insanın kültürel iklimini ve hangi amaca tutkuyla gittiğinizle alakalı durumları söyleyebilirim. Küçük organizasyonlarda amaç doğrultusunda planlanan strateji önem taşıyorken; organizasyonun ölçeği büyüdükçe anlam, amaç ve insanın yanı sıra liderlik becerileri de önem taşır hâle geliyor.
Ayşe Uça: Aynı amaç uğrunda hareket edebilmek küçük organizasyonlar için bile zorken, büyük organizasyonlar için çok çok zor değil mi?
Fırat Akkemik: Çok çalışmak ve altını doldurabilmek gerekiyor. Karşılıklı beklentilerin net olması çok önemli… Herkesin kendi içinde hedef bulabildiği bir amaç olursa, aynı yolda kol kola yürümek çok daha kolay oluyor. Yani hedefin, ilham veriyor olması gerekli.
70, 20, 10 Kuralı
Ayşe Uça: Eğitim danışmanlığı yaptığınızı biliyorum, çok değerli çalışmalarınız var. Eğitim olmazsa olmaz… Uluslararası şirketler üst düzey yönetici fabrikası gibi çalışıyor. Bu şirketlerin ortak paydalarına baktığımızda çok güçlü eğitim politikalarına sahip olduklarını görüyoruz. Peki, böyle bir başarı elde edebilmek için nasıl bir eğitim politikası uygulanmalı?
Fırat Akkemik: Bu çok derin bir konu… Bugünkü eğitim sistemi ile ilgili hepimizin birçok eleştirisi var. Sınıf eğitimleri artık demode oldu. İş dünyasında öğrenen organizasyonları konuşuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, öğrenmenin sonu yok. Şartlar, rekabet, dış faktörler değiştikçe bizim de o değişime adapte olmamız için sürekli yeni şeyler öğrenmemiz gerekiyor. Böyle bakınca gelişimin sonu yok. Ancak bu gelişimin özünde insan var. İnsanla başlıyor, insanla devam ediyor ve hayat sona erdiğinde de eğitim bitiyor. İnsan vezir de ediyor, rezil de ediyor. Dolayısıyla başarının esas anahtarının insan olduğunu düşünüyorum. İnsanın sizi vezir edebilmesi için, sizin o insanı beslemeniz lazım. Ücret, yan hak gibi şeylerin ötesinde, “ne ile gelişeceğimiz” konusuna eğilmek gerekiyor. Bu anlamda da gelişim faaliyetlerinin tamamı çok kıymetli. 70, 20, 10 kuralı var. 70’i yaparak öğrendiğimiz, 20’si başkalarının deneyimini dinleyerek öğrendiğimiz, 10’u da bahsettiğimiz temel eğitimler kısmını oluşturuyor.
Ayşe Uça: Bahsettiğiniz teknik eğitimler mi?
Fırat Akkemik: Sadece teknik değil. Mesleki eğitimlerin yanı sıra yetkinlik eğitimleri de 10’un içinde. Liderlik eğitimini de alıyorsunuz mesela ama o eğitimi uygulayamadığınız ve başkalarına tecrübelerinizi aktaramadığınız takdirde, uçup gidiyor. O yüzden eğitimlerin uygulamaya dönük, bol örnekli ve paylaşımlı yeni bir düzenden bahsetmemiz gerekiyor. Şirketlerin de çoğu bunun farkında. Eğitimleri tasarlarken bu kriterlere dikkat ediyorlar. Şu anda sevgili kuzenin Rengin Akkemik’le fasilitasyon konusunda ortak bir girişimdeyiz. Bu girişimimizin sebebi şu; şirketler için insan ve kültür çok önemli ama diğer yandan gelişim de çok önemli. Şirketlerin büyümesi için iş birlikleri olmazsa olmaz bir hâle geldi. Buradaki iş birliğinden kastımız; örneğin pazarlama bölümü ile üretim bölümünün yaptığı iş birliği. Şirket içinde farklı departmanlar olarak ne kadar iletişim halindeyiz, bu iletişimin sonuçları etkili mi, toplantılar verimli mi gibi tüm soruların cevabını içeren eğitimleri vererek kendi gelişimlerine katkıda bulunuyoruz. Fikirlerin liderlik ettiği, çok daha inovatif, çok daha geliştirici sonuçların ortaya çıktığı bir organizasyon yaratmaya çalışıyoruz.
“Kafamda, Elimde, Kalbimde Ne Var?”
Ayşe Uça: Bir organizasyonun kültürü genellikle organizasyondaki insanlar arası ilişki ve davranışlarla, özellikle de liderlerinkinden etkilenerek gelişir. Grupların kendi içlerinde hedefleri, çıkarları olabiliyor. Grupların kendi içerisinde çalışmaları pek de kolay olmayabiliyor. Siz bunu nasıl sağlıyorsunuz?
Fırat Akkemik: Bunun için çeşitli eğitimlerimiz var. Denemeli, uygulamalı yeni nesil eğitim programları… Burada üç kritik unsur var. “Kafamda ne var, elimde ne var ve kalbimde ne var” çıktılarıyla hareket edildiğinde bir sonuç elde ediyorsunuz. O sonuçlar da çalışmadaki kişileri memnun ediyor ve şirkete katkı sağlayan fikirleri çıkarmanızı sağlıyor.
Ayşe Uça: Bunu nasıl bir örnekle anlatabilirsiniz?
Fırat Akkemik: Şirketler bu eğitimlere farklı departmanlardan katılımcılarını gönderiyorlar. Katılımcılar öncelikle fasilitasyonun ana kurallarını öğreniyorlar. Bu ana kurallar da; rütbesiz konuşabilmek, fikirlerini paylaşabilmek. Bu kurala uyulması halinde, organizasyonun iş birliği kültürünü geliştirmeye niyet etmiş oluyorsunuz. Katılımcılarımız bu öğrenim süreci boyunca bunu deniyorlar. Denediklerinde birbirlerinden öğrendikleri, birbirini geliştirdikleri şeylerin neler olduğunun farkına varıyorlar. Bu durum da ortak amacı gerçekleştirme doğrultusunda atılmış bir temel oluyor.
fasilitasyon.com
fasilitasyon.com; bir dünya görüşü, bir sanat ve aynı zamanda bir meslek olan fasilitasyonun gücünü tanıtmak ve profesyonel bir şekilde uygulanmasını desteklemek amacıyla kurulmuştur.
Felsefeden, psikolojiden ve sosyolojiden beslenen fasilitasyon, özünde işbirliği kültürü oluşturmakla ilgili bir dizi faaliyetin titizlikle tasarlanıp ustalıkla uygulanmasını içerir.
Fasilitasyon, grup üyelerini ve grubun ulaşmak istediği sonucu merkeze alır ve “sistematik süreç tasarımları” geliştirerek;
- grup üyelerinin her birinin duyulmasını ve anlaşılmasını sağlar,
- birlikte düşünmelerine ve yenilikçi fikirler ortaya koymalarına yardımcı olur ve
- işbirliğine dayalı bir kültür oluşturarak “en iyiye” birlikte ulaşmalarının yolunu açar.
Bu bağlamda, fasilitasyonun öncelikli hedefi grupların diyalog kapasitesini geliştirmektir.
Diyalog kapasitesi kendiliğinden gelişmez. Hele söz konusu olan, farklılıkları nedeniyle ayrışan ya da istek, ihtiyaç ve beklentiler noktasında çıkarları çatışan bireylerden oluşan gruplar ise diyalog kapasitesini geliştirmek daha da zorlayıcı bir hedeftir.
fasilitasyon.com; bu zorlayıcı hedefi, grup üyeleri adına keyifli bir paylaşım yolcuğu haline getirmeyi mümkün kılan eğitim programları ve fasilitasyon hizmetleri sunarak grupların başarıya ulaşmasına ve ulaşılan başarının sürdürülebilir olmasına katkı sağlamaktadır.
Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz: