DÜNYA’nın İK’sı programımızın bu bölümündeki konuğum Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Eda Uluca Özcan oldu. Konuğum Eda Hanım’la son yıllarda İnsan Kaynaklarının en önemli konu başlıklarından birini oluşturan “çalışan deneyimi” kavramının Sodexo ile nasıl dijitalleştiğini konuştuk.

Ayşe Uça: Eda Hanım hoş geldiniz.

Eda Uluca Özcan: Hoş bulduk Ayşe Hanım.

Ayşe Uça: Kendi sektörünüzdeki tek kadın CEO olduğunuz için gurur duyuyoruz…

Eda Uluca Özcan: Evet… Teşekkür ediyorum ve aynı zamanda da maalesef diyorum. Ülkemizde, sektörümüzde daha çok kadın CEO görmek istiyoruz. Bugün sayı maalesef az. Ülkemizdeki en büyük ilk 500 şirkette, kadın CEO oranı yüzde 8’den az.

Ayşe Uça: Sodexo’yu yemek kartı olarak tanıdık ve bu sistemi Türkiye’ye getiren ilk kurumlardan biri olma özelliğini taşıyor. Sodexo kaç yıldır Türkiye’de?

Eda Uluca Özcan: Şirketimiz 1993 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Bir Türk şirketi gibi olduk bu süreç boyunca. Çalışanların dünyasında bir marka haline geldik. Artık İnsan Kaynakları, işe yeni başlayanlara “Sodexo’nuzu verelim” diyor.

Ayşe Uça: Mendile Selpak demek gibi değil mi?

Eda Uluca Özcan: Aynen öyle olduk biz de… Önceden yemek çekleri vardı, koçanlar halinde. Şimdi dijitalleşmenin etkisiyle kartlara, cep telefonlarına dönüştü.

Yol, Sodexo, Sigorta

Ayşe Uça: Özellikle 1990’lı yıllar İnsan Kaynaklarının yeni yeni doğuşuydu. O yıllarda bir çalışanın sigortalı olması bile çok büyük bir değerdi. Sonrasında sigortanın yanına Sodexo eklendi. Yol, diğer ek ödemeler derken pandemi ile birlikte çalışanlara sunulan yan haklar inanılmaz bir hız kazandı. Siz ne düşünüyorsunuz?

Eda Uluca Özcan: Günümüzde çalışan memnuniyeti, çalışan bağlılığına dönüştü. Yani çalışanları memnun etmek yetmiyor. Çalışanların çalışan bağlılığının da artması lazım ki, çalışanınızdan uzun süreçli yüksek performansı alın. Pandemi ile bunu herkes görmüş oldu. Çalışan bağlılığı konusu özellikle İnsan Kaynaklarının olmazsa olmaz konusu haline geldi.

Ayşe Uça: Geçmişte çalışan bağlılığını artırmak için; 1 yılını ya da 2 yılını doldurmuş çalışana birtakım yan haklar ya da ikramiyeler verilirdi. Ancak şimdi hiçbir çalışanın o 1 yılı, 2 yılı beklemeye sabrı yok. Eğer böyle bir imkân varsa, hemen istiyorlar. Devir çok değişti ve yeni jenerasyonların beklentileri farklılaştı. Siz de Sodexo olarak bunun farkındasınız ve çalışan deneyimi odaklı yeni ürün ve hizmetler sunuyorsunuz. Biraz bahseder misiniz?

Eda Uluca Özcan: Dijitalleşme uzun bir süredir dünyanın gündeminde olan bir kavramdı. Pandemi döneminde bu durum iyice hız kazandı. Biz de Sodexo olarak, pandemiden önce dijitalleşme vizyonu belirlemiştik. Hedef kitlemiz çalışanlar. Bu doğrultuda çalışanların hem yaşam kalitesini güçlendirmek, hem de bağlılığını artırmak adına İnsan Kaynaklarının yanında olacağız ve dijital bir deneyim sunacağız dedik. Bu vizyon geçtiğimiz iki yıl içerisinde daha da hızlandı. Bu anlamda pandemi dönemini iyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum.

Ayşe Uça: Ben geçtiğimiz yıl yaklaşık beş buçuk ay yurt dışındaydım. Türkiye’ye döndüğümde her ödeme sisteminin mobil uygulama üzerinden yapıldığını gördüm. Çok hızlı bir adaptasyon olmuştu…

Eda Uluca Özcan: Kesinlikle öyle. Biz ülke olarak dijitalleşme adaptasyonunda çok başarılıyız. Bu durum elbette bizde de biliniyor. Sodexo olarak 34 ülkede faaliyet gösteriyoruz. 34 ülke arasında dijital dönüşüme adaptasyonda birinciyiz. Hatta bunu bir ödülle de taçlandırmıştık.

Çalışan Deneyiminde FlexoGift Dönemi

Ayşe Uça: Harika… Peki, Sodexo çalışan deneyiminin yeni dinamikleri ile ilgili neler yapıyor?

Eda Uluca Özcan: Uzaktan çalışmadan tam anlamıyla dönülemedi. Artık dönüşümlü olarak ofise gelmek, yani hibrit çalışma modeli çok revaçta. Çalışanlar evden çalıştığı dönemlerde evine sipariş veriyor. Önceden yemek kartı vardı, artık mobil uygulama ile yemek ödemesini yapabiliyor. Mobil uygulamamızda yalnızca ödeme değil, online yemek siparişi de verilebiliyor. Direkt olarak online sipariş verilebilen restoranları mobil uygulamamıza entegre ettik. Bugün Sodexo 80 bin noktada kullanılabiliyor. Çalışan açısından bakıldığında bu kadar noktadan yemek ya da gıda alışverişi yapabiliyor olmak çok büyük bir kolaylık sağlıyor. Tüm bunların yanı sıra, Sodexo’da yemek dışında başka deneyimler de bulunuyor.

Ayşe Uça: Yemek dışında sağladığı deneyimleri neler?

Eda Uluca Özcan: Şirketler bayram, yılbaşı, özel gün, bonus gibi birtakım ekstra ödemeler yapıyor. Bakiye Sodexo’nun mobil uygulamasına tanımlanıyor. Çalışanlar bakiyelerini giyim, akaryakıt, ev dekorasyon, e-ticaret ve dijital servisler, market, elektronik eşya, otomotiv alanlarında faaliyet gösteren anlaşmalı kurumlarımızda istedikleri gibi harcayabiliyorlar. Tamamen çalışan deneyimini artırmak üzere kurduğumuz bu platformumuzun adı: FlexoGift.

Ayşe Uça: Bu bakiyenin hangi sektörde harcanacağını şirketler kendileri mi belirliyor?

Eda Uluca Özcan: Bu tamamen şirketlerin arzusuna kalmış bir durum. Bazı şirketler çalışanlarına verdiği bakiyelerin nerede harcanacağını seçiyor. Mesela “benim çalışanım yalnızca gıda alışverişi yapsın” diyor. Yani tek bir sektör seçimi yapabiliyor. Bunun yanı sıra birden fazla sektör seçimi de yapılabiliyor. Örneğin gıdanın yanında teknoloji ve akaryakıt sektörlerini seçerek, yine harcama alanlarını özelleştirebiliyor. Ya da “ben bu özgürlüğü çalışanıma bırakıyorum” diyor ve tüm anlaşmalı firmalarımızda kullandırabiliyor. Bu durum yalnızca çalışanlar için değil, işveren ve İnsan Kaynakları için de çok pratik bir uygulama. Bu kadar farklı sektörden, bu kadar çok sayıda firma ile anlaşma yapmak gerçekten çok zor bir iş. Az sayıda tedarikçi ile böyle bir anlaşma yapsa, bu sefer de çalışanını memnun etmekte zorluk yaşayacak. Öte yandan operasyonel olarak da büyük bir yükü var. Hibrit çalışma ortamları var. Böyle bir ortamda çek dağıtsa nasıl yapacak? Kimisi evden çalışıyor, kimisi ofisten çalışıyor. Tek tek herkesin evine göndermesi yine farklı bir maliyet kalemi ve başlı başına bir iş oluşturacak. Eskiden koli dağıtımı vardı. Onun da yine lojistik olarak sıkıntıları var.

Ayşe Uça: Ve koli dağıtımları da herkesi mutlu etmiyor…

Eda Uluca Özcan: Aynen öyle… Biz de tam bu noktada müthiş bir devrim yaptık. Bu anlamda çalışanlar, bir dijital platform üzerinden kendilerine verilen bakiyeyi görüyor ve işverenlerin kendilerine sunduğu alanlarda, istedikleri şekilde harcama yapabiliyorlar.

İstanbul Ulaşımında da Sodexo

Ayşe Uça: Ben bu yayından öncesine kadar, Sodexo’yu yalnızca yemek kartı hizmeti veren bir şirket olarak biliyordum. Açıkçası benim için de tüm bunlar sürpriz oldu.

Eda Uluca Özcan: Aslında yine bu dönemde hayata geçirdiğimiz bir sürprizimiz daha var. Yemek ücretlerinin belirli bir tutarı vergiden muaf tutuluyor. Yol ücretlerinin de belirli bir tutarı istisna sayılıyor ve vergiden düşülüyor. Biz de ulaşım tarafında da bir çalışma başlattık. Bu bağlamda BELBİM ile bir anlaşma yaptık. İstanbul’da toplu taşıma ödemelerini Sodexo üzerinden yaptığınızda, toplu olarak masraf yapılıyor ve vergiden düşülüyor. Sodexo, şu anda Kurumsal Ulaşım Kartı çözümünü kurumlara sunabilen tek firma.

Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz: