DÜNYA’nın İK’sı programımızın bu haftaki konuğu, Borusan Mannesmann İnsan, Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Fırat Akkemik oldu. Akkemik ile şirketlerin insanı odağa alan yönetim anlayışını konuştuk.
Ayşe Uça: Öncelikle gururla ve üzerine basarak söylüyorum ki, global bir Türk firması olan Borusan’ın üst düzey yöneticilerindensiniz. Hal böyle olunca aksiyonlarınız da, genel anlamda değişimin öncüsü oluyor. İnsan Kaynakları departmanları, şirket içi değişimlerde öncü oluyor. Biz de bu değişimi konu alalım diye düşündük. Konumuza geçmeden önce iki kız annesi olduğunuzu da biliyorum…
Fırat Akkemik: Evet. Artık çocuklar da büyüdüğü için, işin dışındaki zamanlarımda toplumsal sorumluluk konuları, özellikle de toplumsal cinsiyet eşitliği ile daha çok ilgilenme fırsatı buluyorum.
Ayşe Uça: Aslında beli bir yaştan sonra verim de artıyor. Öyle değil mi?
Fırat Akkemik: Kendi adıma konuşmak gerekirse, enerjimin düştüğünü hiç hissetmiyorum. Normal bir yaşam enerjisi eğrisinden bahsederler hep. Belirli yaşlara kadar çıkar, belirli yaşlardan sonra yavaş yavaş düşmeye başlar… Ben hala, bu eğrinin çıkış kısmında olduğunu hissediyorum. Bu da bana keyif veriyor.
Ayşe Uça: Tecrübe ile beraber, evdeki sorumluluk da azalınca; verimin çok yükseldiğini düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
Fırat Akkemik: Evet, farklı bir boyuta geçmiş oluyorsunuz ve bu birikimi farklı platformlarda, başkalarıyla paylaşıyor olmak da çok güzel.
Ayşe Uça: İnsan Kaynaklarının değişimin öncüsü diyerek konuyu açtık. Borusan Mannesmann da insan odaklı bir yönetim yürütüyor ve siz de bunun öncülerindensiniz. İnsan odaklı yönetim nedir ve çalışan deneyimine etkisi nasıl oluyor?
Fırat Akkemik: Kurum kültürleri çok etkili bu konuda. Borusan’ın da insana değer veren bir kültürü var. İnsan sayesinde başarıya ulaşabileceğine inanan bir kurumda çalışıyoruz. Böyle bir yerde çalışıyor olmak da; verimliliği yükseltiyor ve ayrıca mutluluk veriyor. Biz Borusan olarak değer yaratan, hayata anlam katan, mutlu, fark yaratan, yenilikçi ve gücünü çalışanından alan bir kuruluş yaratmak istiyoruz. Bu anlamda da insana yatırım en önemli unsuru oluşturuyor. Her an değişiklik gösteren ihtiyaçlar var. Geçmişte nasıl müşteri deneyimi konuşuluyorsa, bugün bunun yanında çalışan deneyimi de konuşuluyor. Çalışan deneyimi gerçekten çok önemli… Benim de şöyle bir şansım oldu: Daha öncesinde, pazarlama departmanında görev almıştım. Buradaki görevim süresince müşteri deneyimi ile ilgili strateji, iletişim gibi birçok alanda bilfiil çalışma fırsatım olmuştu. Şimdi de İnsan Kaynakları alanındayım. İnsan Kaynaklarının bugün evrildiği noktada çalışan deneyimi var. Çalışan deneyiminin stratejisi, iletişimi, yetenek yöntemi, şirketin kültürel boyutlarda insan odaklı yaklaşımları çok daha hevesle çalışmamı sağladı.
Ayşe Uça: Programdan önce, Borusan’ın yöneticilerini öz kaynaklarından çıkardığını belirtmiştiniz. Siz de 25 yıldır Borusan’dasınız, ancak hiç sıkılmamış görünüyorsunuz. Bu hem sizin, hem de Borusan’ın başarısı… Bu anlamda da, farklı disiplinlerden kişileri İnsan Kaynaklarına almak ve bu değişimin öncüsü yapmak çok mantıklı bir şey…
Fırat Akkemik: Pazarlama ile başlayıp İnsan Kaynaklarına geçtim. Sonrasında kurumsal gelişim ve proje yönetimi konularını üstlendim, son iki senedir de ayrıca sürdürülebilirlik konusunda liderlik yapıyorum. Hemen hemen insana değen her konu ile uğraşmış oldum ve bundan çok keyif alıyorum.
Ayşe Uça: Müthiş bir şey! 25 yıl, dile kolay. Borusan sizin kişisel gelişiminizi nasıl etkiledi?
Fırat Akkemik: İnsanların kendi değerleri ile kurumun kendi değerleri ne kadar örtüşüyorsa, birliktelik de o kadar uzun oluyor. Bu arada bunu yalnızca iş için söylemek eksik kalır. İş, arkadaş, eş seçimlerinde de değerlerin örtüşüyor olması çok önemli bir unsur. Benim de Borusan’la değerlerim örtüştüğü için, karşılıklı bir memnuniyet var.
Ayşe Uça: Bir yandan değerler örtüşüyor, bir yandan da Borusan size yatırım yapıyor. Siz de bu yatırımla Borusan’a değer katıyorsunuz. Bunu bir “kazan, kazan” olarak değerlendirmek mümkün. Büyük bir sinerji…
Fırat Akkemik: Bu ilişki denge olmadan yürümüyor. Kariyerim boyunca ben de geliştim, şirketi de geliştirdim. Dolayısıyla iki taraf da fayda görmüş oldu.
Ayşe Uça: Bütün bunları yaparken, siz olumlu yönde değişiyorsunuz. Değişim, insan doğasına aykırı bir şey, bu değişimi Borusan’da nasıl kabul ettirdiniz?
Fırat Akkemik: Bir değişim olacağı zaman “Hemen yapalım!” diyen bir kısım olduğu gibi, “Dur bakalım” deyip olayları tartan bir kısım da var, bir de tamamen değişime karşı bir kısım var. Ben bu gruplar arasında ilk kısımda yer alıyorum. Değişime hızlı adapte olup, değişimin öncüsü olmayı seven taraftayım…
Ayşe Uça: Ve hatta doğrudan değiştiren taraftasınız…
Fırat Akkemik: Evet. Değişimin geleceğindeki ışığı fark edince, sahiplenmek de kolay oluyor. Dolayısıyla oradaki liderlik gerçekten çok önemli. Liderler ikinci grubu da yanına alabiliyorsa, o değişimi yaşatabiliyorsunuz. Biz de bu konuda oldukça şanslıyız. Modern üretim ve yönetim tarzını benimseyen bir şirketimiz var.
“İnsana Yaptığımız Yatırım Şirkete Fayda Sağlıyor”
Ayşe Uça: Zaman zaman şirketlerde dışardan ya da istenmeyen birtakım değişimler de olabiliyor. Ancak anladığım kadarıyla, Borusan Mannesmann’da değişim içeriden başlıyor ve genel olarak da olumlu sonuç veriyor.
Fırat Akkemik: Evet. Şirket yöneticilerimizden 4’te 3’ü şirketin içinden yükselen insanlar oluyor. Bu durum da şirkette çalışmayı destekleyen bir süreç. Büyüyeceğinizi bildiğiniz bir kurumda potansiyelinizi daha iyi kullanabiliyorsunuz ve daha iyi performans gösterebiliyorsunuz. Bu şirketler için çok kıymetli bir durum. Bizim de çalışmalarımız buna yönelik oluyor. İnsana yaptığımız yatırım şirkete fayda sağlıyor. Şirket fayda görüp değiştikçe, tekrar insana yatırım yapıyor. Böylece de bitmeyen bir döngü açığa çıkmış oluyor.
Bir Türk Globali: Borusan
Ayşe Uça: Global bir Türk şirketi görmek pek de sık rastladığımız bir şey değil. Borusan nasıl global bir şirket oldu?
Fırat Akkemik: 1999 yılında Alman boru firması olan Mannesmann’ı satın aldık. Gerçekleşen birleşmeyle beraber, şirket Borusan Mannesmann adını aldı. Sonrasında, 2015’te başlayan bir Amerika yatırımımız var. Hatta üç kez de Amerika’da “En İyi Üretici Ödülü” aldık. Amerika’daki şirketimizin adı: Borusan Mannesmann Pipe. İlk yurtdışı şirketimizi ise İtalya’da satın almıştık: Borusan Mannesmann Vobarno. Dolayısıyla Amerika, Avrupa ve Türkiye’de varlığını devam ettiren, 3 kıtada faaliyet gösteren bir şirketiz.
Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz: