Her iki haftada bir Dünya Gazetesi YouTube kanalında yayımlanan DÜNYA’nın İK’sı programımızın bu haftaki konuğu Duygu Erzurumlu oldu. Akenerji CHRO’su olan Erzurumlu ile “İşveren Markası Yönetimi” konusunu ele aldık.

Ayşe Uça: Önceleri işveren markası önemli bir uygulama olarak addedilmezdi. Ancak günümüzde oldukça büyük önem taşıyor. Küresel rekabet ortamında, yetenekleri organizasyonunuza çekebilmek için “marka” olmanız gerekiyor. Çünkü yüksek yetenekler, iyi markalarda çalışmak istiyor. Sinerji de bu şekilde ortaya çıkıyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

İşveren markası; benim şahsi olarak çok inandığım bir insan kaynakları uygulaması… O yüzden de, işveren markasını meslektaşlarıma tanıtmayı gerçekten çok istiyorum.

Ayşe Uça: Ancak konumuza geçmeden evvel, Akenerji’yi tanımak isteriz. Akenerji’yi bize nasıl anlatırsınız?

Türkiye’de elektriğin özelleşmesi, henüz çok yeni… Akenerji ise 32 yıllık bir elektrik şirketi ve sektörünün en eski temsilcisi. Sektördeki öncü uygulamaları getiren bir kurum hüviyetine sahip…

Ayşe Uça: Enerji sektörüne her zaman, çok büyük yatırım fırsatı gözüyle bakıldı. Ancak durum pek de öyle olmadı. Sektöre giren birçok firma, geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak bu durum sizin için böyle olmadı, neden?

Türkiye genelinde hidroelektirik, gaz, rüzgâr santrallerimiz var. Oldukça geniş çaplı yatırımlarımız söz konusu. Yatırımlarımızın yanı sıra oldukça da köklü bir firmayız. Enerji işinde portföyün geniş olması, sektörde kalıcı olabilmek ve kârınızı yönetebilmek için çok önemli. Bizim de oldukça geniş bir portföyümüz var. Hal böyle olunca yıllardır sektördeyiz ve uzun yıllar daha devam edeceğiz. Ben de 20 yıldan uzun süredir enerji ve insan kaynakları alanındayım.

Enerjinle Fark Yarat!

Ayşe Uça: İşveren markası yönetimi yolculuğunuz nasıl başladı?

Finans ve pazarlama ağırlıklı eğitim aldıktan sonra Türkiye’de insan kaynakları departmanında işe başlamıştım. O dönemki yöneticim bu duruma biraz şaşırıp, “Gerçekten İnsan Kaynaklarında mı olacaksın?” diye sormuştu. Dışardan bakınca; mülakatları, eğitimleri yürüten göze hoş gelen bir departman olarak bilinir. Aslında işimiz yalnızca mülakat ya da eğitim süreçlerini kapsamıyor. Bizim alanımız oldukça komplike. İnsan Kaynaklarında yer alacak kişilerin analitik becerilerinin çok yüksek olması gerekiyor, bunu finans eğitimi aldığım için çok net bir şekilde görebiliyorum. Her şeyden önce, büyük emek isteyen bir mutfak var. Mutfağı öğrendikten sonra, dışarıya hoş görünen işler geliyor. Önemli raporlamalarıyla, ciddi veri tabanlarının oluşturulduğu ve bunun için de uzun saatler çalışılması gereken bir departman. Ancak buna rağmen İnsan Kaynaklarının şirket içindeki algısı çok farklı. Mesela pazarlama… Her zaman daha önde yer alan bir departman ama İnsan Kaynakları tüm çabalarına rağmen, hep arka planda kalıyordu. Uzun süreler bu makûs talih böyle devam ederken, özellikle son 10 yıldır İnsan Kaynakları işin farkına varmaya başladı ve “Acaba biz yaptığımız işi ne kadar anlatabiliyoruz, çalışanlara önemimizi ne kadar hissettiriyoruz?” dedi. İşveren markası da bununla doğdu. Artık İnsan Kaynaklarının klasik süreçlerinin yanı sıra pazarlama da yapıyoruz. Buradaki pazarlamayı üç gruba yapıyoruz. Bu gruplardan biri kazanmak istediğimiz yüksek potansiyelli adaylar, bir diğeri ve en önemlisi kendi bünyemizdeki çalışanlarımız, üçüncüsü ise eski çalışanlarımız. Bu üç farklı kitleye İnsan Kaynakları ürünlerimizi sunmaya çalışıyoruz. Potansiyel çalışanların çalışmayı arzu ettiği, mevcut çalışanların çalışmaktan mutlu olduğu ve ayrılan çalışanlarımızın da çalışmış oldukları için gurur duydukları bir şirketi yaratma isteği ile işveren markası yolculuğumuza çıktık. Bu bağlamda, yaklaşık iki buçuk yıl önce “enerjinle fark yarat” sloganıyla birçok iyileştirmeyi hayata geçirdik.

Ayşe Uça: İki buçuk yıl önce bir ölçüm yapmış mıydınız, gelişimi nasıl ölçüyorsunuz?

Sürece ilk başladığımızda yani 2019’un başında bir iş ilanı yayımlamıştık. İlanımıza o dönem belirli sayıda başvuru almışız. Aynı pozisyon için, metnine kadar tıpatıp aynı ilanı 2020 yılının ortasında tekrar yayımladık ve tam 7 katı başvuru aldık. İşin nitelik kısmına gelecek olursak; 2019’daki adaylarımızın çoğu kriterlerimize uygun değilken, 2020 ortasında yayımladığımız ilanda hedeflerimize ve kriterlerimize uygun adaylar çoğunluktaydı. Öte yandan Linkedin’de takipçi oranımız yüzde 60 arttı. Çalışan memnuniyeti alanımızda da ciddi gelişmelerimiz var. Tüm bu iyileştirmelerin temelinde doğru hedef belirlemek yatıyor.  

Ayşe Uça: Gerçekten her işverenin hayali bir ölçümleme olmuş! Markanızı belirledikten sonraki adımlarınız nasıl oldu?

Aslında sloganımızı belirlediğimizde, tüm takvimimizi de belirlemiştik zaten. İşveren markamızın ne anlama geldiğini, çalışanlarımıza şiirsel bir dille anlattık. Önce duygularına dokunabilmek çok önemliydi. Akabinde de tüm İnsan Kaynakları süreçlerini işveren markamızla örtüşür hale getirdik. Şirketimizin vizyon, misyon ve değerlerini bizimle uyumlu hale getirdik.

Ayşe Uça: Şiirsel bir dille, çalışanlarımızın duygularına dokunduk dediniz. Bunu nasıl yaptınız?

Çalışanlarımız dümdüz söylenen vizyon, misyon kelimelerini yüzlerce kez duydular. Onlara Türkiye’ye kattığımız değeri hikâyeleştirerek anlatmamızın, duygularına daha fazla dokunacağını düşündük. Özellikle pandemi ile birlikte çalışanlarımızda sağladığımız değerin farkına iyice vardılar. Tıpkı sağlık sektörü gibi, biz de hiç durmadan çalıştık.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde Akenerji Dersi

İşveren markasında İnsan Kaynaklarının süreçleri “çekme” ile başladı. Çekme, yani potansiyel adaylar için bir çekim alanı olmamız gerekiyordu. Öte yandan sektörün en köklü şirketlerinden biriyiz… yüksek üniversite öğrencilerine hem bu tecrübelerimizi paylaşıp hem de özellikle potansiyeli olan adaylara kendimizi nasıl anlatabiliriz diye düşündük. Ancak bunu seminerlerle değil, daha geniş çapta planladık. Bununla ilgili olarak Bahçeşehir Üniversitesi ile gerekli anlaşmalarımızı yaptık ve Akenerji olarak ders vermeye başladık. Bir sömestr boyunca süren dersimizin konuları arasıda ise santrallerin işleyişinden, elektrik piyasalarına kadar her şeyi barındırıyor. Derse katılan arkadaşlarımız, dönem sonunda bir enerji şirketinin işleyişini öğrenmiş oluyorlar.

Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz: