Her 2 hafta bir, Dünya Gazetesi sosyal medya platformlarından yayımlanan DÜNYA’nın İK’sı programımızın bu bölümünün konuğu: Professional Women’s Network İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi ve LC Waikiki Yönetici ve Ekip Koçu Arzu Demirel oldu. Demirel ile Sosyal Öğrenme, Ekip Koçluğu ve Kurumsal Koçluk konularını konuştuk.

Arzu Demirel

Ayşe Nazmiye Uça: Bir tarafım kadınlara ne kadar çok pozitif ayrımcılık yapılıyor diye düşünüyor. Ancak diğer yandan da iş hayatım boyunca, zaman zaman erkeklerin egemen olduğu sosyal networklerde zorluklar çektiğimi anımsayarak, pozitif ayrımcılığın gerekli olduğunu düşünüyorum. Siz Professional Women’s Network (PWN) yönetim kurulundasınız. PWN’de de sosyal öğrenme olduğundan bahsetmiştiniz. Sosyal öğrenme benim için yeni bir söylem. İlk olarak oradan başlayalım isterseniz. Sosyal öğrenme nedir ve PWN’de bunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Arzu Demirel: Öncelikle çok teşekkür ediyorum, burada olmak gerçekten çok güzel. Çünkü bu sohbetleri yapabileceğimiz özel alanlar, hepimizi bilgilendiriyor ve geliştiriyor. Aynen sosyal öğrenmede olduğu gibi… Sosyal öğrenme genel anlamda: Bireylerin akranlarından, bulunduğu sosyal çevrelerini öğrenmesi demek. İnsan meraklı ve öğrenmeye açık bir varlık, bunu da her anlamda gerçekleştirebiliyor. PWN de bu kültürün yaşandığı, geliştiği yani kısaca deneyimlendiği bir ortam. Hatta ben sivil toplum kuruluşlarının ve bu tür çalışmaların bir simülasyon ortamı yarattığını düşünüyorum. Bazı deneyimlerin yapılabilmesi ya da öğrenme, hata yapabilme konusunda biraz daha esnek olabildiğimiz için şanslı olduğumuzu görüyorum.

Ayşe Nazmiye Uça: Üstelik de bu kadar başarılı kadının yan yana olması, o sosyal öğrenme devinimini artırıyordur diye düşünüyorum. Çünkü kişilerin yan yana olduğu insanlarla bir ortalama içerisinde olduğunu da hesaba katarsanız, çok daha değerli olduğunu görürsünüz.

Arzu Demirel: Kesinlikle katılıyorum. Özellikle PWN İstanbul’da çalışma grupları içerisinde rol almanız mümkün. Herkes kendi kattığı emeği, zamanı kadar burada aktif olabiliyor. Ana temamız gönüllü olarak paylaşılabilecek ne varsa paylaşarak, birbirimize destek olmak. Ben 2015 sonundan katıldım ve aşama aşama ilerleyerek aktif rol aldım. Çok güzel projelerde bulundum, iyi ki bu projelerde yer aldım.

Ayşe Nazmiye Uça: Çok değerli bir misyon… Özellikle iş dünyasındaki kadınların geliştirilmesi için gönüllülük çok değerli bir şey gerçekten. Mentorlük çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Arzu Demirel: 2017 yılında bir mentorlük çalışmasına dahil olmuştum ve o kapsamda menteelerim olmuştu. Elbette menteelerim kadındı. Özellikle kendi işinde yönetim kademesinde olan menteelerimizin, biraz daha derin düşünmeye, biraz daha kendilerini keşfetmeye ihtiyaçları var. Ekip yönetimlerindeki eksikleri varsa, o eksikleri giderme noktasında yol gösterilmeye ihtiyaçları var.

TimePR, PWN İstanbul ile iş ve sosyal yaşamda eşitlik için çalışacak -  Kadın Makamı Kadın 4.0

Ayşe Nazmiye Uça: İş süreciniz nasıl oluyor? Menteeler gelip “Şöyle bir eksiğim var!” mı diyor, yoksa mentorler mi “Şöyle bir eksiğin var!” diyor?

Arzu Demirel: Sistemin giriş, gelişme ve sonuç kısmı çok net. Mentor mentee eşleşmesinde, mentee mentorünü seçiyor. Eşleşmeden sonra mentee, mentoründen beklentilerini ifade ediyor. Sonrasında da sistem içerisinde 6 görüşme planlanıyor. Sonunda da kapanış görüşmemiz oluyor. Kapanış görüşmesinde “neyi planladın, neye ulaştın ve şimdi neyi planlıyorsun?” sorularına cevaplar bularak görüşmelerimizi tamamlıyoruz.

Ekip Koçluğu ve Kurumsal Koçluk

Ayşe Nazmiye Uça: Koçluk, çok kullanılan bir kavram artık… Oldukça yaygınlaştı. Sizin yaptığınız koçluk, alıştığımız koçluktan biraz daha farklı, çünkü siz bir kurumun içindesiniz. LC Waikiki Akademi’de bunu gerçekleştiriyorsunuz. Anladığım kadarıyla bu daha değerli, çünkü o kurumun kimyasını biliyorsunuz, hata veya eksikleri görüyorsunuz. Bu da nelere destek olmanız gerektiğini çok daha yakından görmenize olanak sağlıyor. Ekip Koçluğu ve Kurumsal Koçluk nedir?

Arzu Demirel: Bir yandan koçluk becerilerimi profesyonel iş yaşamımda kullanırken, diğer yandan da gönüllülük esasına dayalı bulunduğum PWN’de gerçekleştirdiğim mentorluk faaliyetlerini birleştiriyorum. Mentorlük ve koçluk birleştiğinde; kişilerin kariyer yolculuklarındaki hedeflerinin oluşturulmasında, hedefe giderken izlenmesi gereken yol haritalarının hazırlanmasında çok önemli iki süreci oluşturuyor. Mentorlük ve koçluk kişinin kendi potansiyeline önemli bir yatırım. Kurumlar bu yatırımları, çalışanlarına yaptığında katma değer çok yükseliyor.

Ayşe Nazmiye Uça: Bir kurumun, kendi çalışanlarının koçluğa ihtiyaç duyabileceğini öngörüp bu süreci kendi içine alması ve sizin gibi önemli bir kişiyle çalışması çok değerli bir şey… Çünkü kurumun en büyük kaynağı; insan kaynağı ve insan kaynağına yapılan yatırım en değerli yatırım. Kurumsal koçluk deyince ben şöyle bir şey anlıyorum: Kademe farkı olmaksızın her çalışanın ve kurumun hedeflerini ortak paydada buluşturmak…

Arzu Demirel: Kurumsal koçluk tüm süreçlerinde gönüllülüğe dayalı, dolayısıyla kişilerin talebiyle başlıyor. Bunun için de, bir sponsor gerekiyor. Buradaki sponsoru, tüm yönetim kademesi oluşturuyor. Yani yöneticinizden bir randevu talep ederek süreci başlatabiliyorsunuz.

Ayşe Nazmiye Uça: Peki, Ekip Koçluğunun ve Kurumsal Koçluktan farkı ne?

Arzu Demirel: Bir hedefe ulaşmak için tüm çalışanlar aynı hedefe koşuyor ama aynı dili konuşmuyor olabilir. Ekip Koçluğu bu dil birleşimini yakalıyor. Bu şekilde ekip içinde bağ kurup, sinerjiyi yakalayabiliyorsunuz. O yüzden Ekip Koçluğu çok önemli.

“Eşime Koçluk Yaptım!”

Ayşe Nazmiye Uça: Pandemi sürecinde evden çalışıyorsunuz. 11 ve 15 yaşında iki oğlunuz var ve tahmin ediyorum ki enerjileri hayli yüksek. Bir koç olarak pandemi sürecini nasıl yürütüyorsunuz, evde koçluk yapıyor musunuz?

Arzu Demirel: İsterlerse yapıyorum, koçluk isteyene yapılır demiştim hatırlarsanız. Pandemi döneminde eşime koçluk yaptım. “Sana koçluk yaparım ama ücretimi isterim(!)” dedim. Koçluğun bedeli olarak sembolik de olsa para verdi gerçekten. Gerek evdeki işleri paylaşmada, gerekse çocukların sorumluluğunu paylaşmada eşimden yana çok şanslıyım. Aile içinde gerek anne rolümde, gerek eş rolümde çeşitli tavsiyelerde bulunuyorum elbette.

Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz.