Bu hafta DÜNYA’nın İK’sı programımızın konuğu Endüstri ve Örgüt Psikoloğu, Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi bcc Turkey Kurucusu Banu Koç Çakan oldu. Banu Hanım’la iş hayatındaki başarıda duyguların yerini ve önemini konuştuk.

Ayşe Uça: Uzunca bir süredir yurt dışında olduğum için programları uzaktan bağlantı ile gerçekleştirmiştik. Bugünkü konumuz iş yaşamındaki başarıda duygunun yeri. Bu konuyu yüz yüze konuşuyor olmak beni çok mutlu etti. Hoş geldiniz Banu Hanım.

Banu Koç Çakan

Banu Koç Çakan: Hoş bulduk, çok teşekkür ederim. Ben de aynı duyguları hissediyorum.

Ayşe Uça: Birçok unvanınız var. İsterseniz öğretim görevlisi unvanınızla başlayalım… Verdiğiniz dersin konusu nedir?

Banu Koç Çakan: Son iki yıldır Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin önerisiyle üniversitelerde “kariyer planlama dersi” verilmeye başladı. Kariyer planlama derslerinde, öğrencilerin geleceğe dair kariyer planlamalarının nasıl yapacağını anlatıyoruz. Kendilerini nerede doğru ifade edecekleri, nerede mutlu olabilecekleri gibi çok kritik bilgileri edindikleri ve iş dünyası tecrübelerini öğrendikleri bir ders oluyor. Biz de Maltepe Üniversitesi’nde bu dersi veriyoruz.

“Söylediklerimizle Değil, Hissettiklerimizle Anlıyoruz”

Ayşe Uça: Harika! Gençlerin böyle bir derse çok ihtiyacı olduğunu iş görüşmelerinden biliyorum. İş yerinde duyguların nasıl yönetileceği, başarı için duyguların önemi dedik… Bir iş yerinin kapısından içeri girdiğimde bir enerji hissederim. Kimi iş yerlerinde çok kötü duygular, kimi iş yerlerinde de büyük bir motivasyon hissederim. Bu neden böyledir?

Banu Koç Çakan: Çok sezgisel bir yaklaşımla söylediniz aslında ama bunun altında çok önemli bir literatür var. Bu literatür de; duyguların bulaşıcılığı. İş yerinde duygulara yer açın dediğimiz için doğrudan konumuzla bağlantısı oluyor. Bugün ben de sizin ofisinizde bulunan stüdyonuzda misafiriniz oldum. İçeri girdiğim andan itibaren ben de buradaki duyguyu hissettim. Sizin samimiyetinizi, sakinliğinizi, kapsayıcılığınızı hissettim ve ben şu anda son derece rahat bir şekilde sizinle sohbet ediyorum. Aslında bu duyguların bulaşıcılığını iş hayatında kullanmak gerekir. Ofisteki çalışanlar gergin duygular hissettiklerinde etraflarına da bunu bulaştırıyorlar. Çünkü biz farkında olmadan, bizim bilinçdışımız iletişim halinde. Dolayısıyla söylediklerimizden ziyade, hissettiklerimizle iletişim kuruyoruz.

Ayşe Uça: Neyi duyuyorsanız, onu yaşıyorsunuz. Duygu durumunuz kötüyse üretken ve anlayışlı değilsiniz. Dolayısıyla bu konu iş yaşamı için çok önemli. Bunu yönetmek de çok önemli. Siz de bu konuda danışmanlık veriyorsunuz. Bunu nasıl yapıyorsunuz?

Banu Koç Çakan: “İşe duygularını karıştırma” denen bir zamandan geliyoruz. Biz de çalışan duygularını iyileştirmeye ve verimliliği artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Sizin de belirttiğiniz gibi duygu durumumuz işimizi direkt olarak etkiliyor. Malum son dönemdeki motivasyon düşüren durumlarımız çok fazla. İş yaşamındaki duyguları pozitif yönde etkilemek ve bu doğrultuda verimi artırabilmek adına birçok çalışma yapılıyor. Duygu bilimi konusu eski bir konu ancak son dönemde çok konuşmaya başladık. Bu çalışmalar yöneticilerin kendi duygu durumlarını anlamaları ve yönetmeleriyle başlıyor. Bu durum şirketteki olumlu havayı artırıyor ve paralel olarak şirketteki motivasyon da artmış oluyor. Yapılan araştırmalara göre; iş yerinde yapıcı duygular besleyen çalışanlar, yıkıcı duygular besleyenlere göre yüzde 90 oranında daha bağlı ve verimli çalışıyor. Bizim de çalışmalarımız başta yöneticiler olmak üzere, şirketlerdeki yapıcı duyguları artırmak yönünde.

Ayşe Uça: Peki, süreçleriniz nasıl işliyor?

Banu Koç Çakan: Yıllardır psikoloji de, duygular da iş hayatından uzak tutuldu. Çalışmalarımızda önce şirkete neden böyle bir şey yaptığımızı ve neler yapacağımızı anlatıyoruz. Sonrasında ise yöneticilerle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Çünkü her şeyden önce rasyonel verilere ihtiyacımız var. Bilimsel bir modelle hareket ediyoruz. Başta Fortune 500 olmak üzere dünyanın birçok yerinde uygulanan bir model. Biz de Türkiye ve Azerbaycan’da aynı modeli uyguluyoruz. Olumlu duyguları yaratacak 6 yetkinlik ve 42 davranış var. Yöneticileri önce bu 42 davranış üzerinden analiz ediyoruz ve yol haritamızı buna göre belirliyoruz. Burada yöneticileri anlamamız ve o şekilde hareket etmemiz gerekiyor.

Ayşe Uça: Her yönetici için farklı bir yol haritası belirleniyor yani?

Banu Koç Çakan: Evet. Çünkü her liderlik farklıdır. Siz de uzun yıllardır yöneticisiniz. Örneğin bir şirket içi eğitimin sonucunun herkeste eşit olmadığını tecrübe etmişsinizdir. Biz bir konu anlatıyoruz ve anlattığımız konu hemen anlaşılsın ve sonuç getirsin istiyoruz. Bir şeyi öğrenmek çok kolay, ancak içselleştirmek ve davranışa yansıtmak o kadar da kolay değil. Duygu bilimindeki fark şöyle; hepimiz aynıyız, ancak geçmiş tecrübelerimizi unutabiliyoruz. Çünkü hayat çok hızlı ilerliyor. Biz sadece bugüne odaklanıyoruz. Dolayısıyla yöneticiler durup bugünkü davranışlarına baktıklarında, eksikliklerinin geçmişten gelen birikimlere bağlı olduğunu görüyorlar. Duygu bilimi bize çok güzel veriler sunuyor. O yüzden “iş yerinizde duygulara yer açın” diyoruz.

Güven Gerçek İletişimle Sağlanır

Ayşe Uça: Şirketlerdeki duygu ikliminin nasıl yönetilmesi gerekiyor ve güven kültürü nasıl sağlanır?

Banu Koç Çakan: Bahsetmiş olduğumuz duygular, yüzeyde görünenler… Bir de bu duyguların altını dolduran olgulara eğilmek gerekir. Mesela şirkette bir kaygı durumu var, bu durumun kaynağına ulaşmak gerekir. Biz çoğu zaman kişinin tepkiselliğini, yani suyun üzerini görüyoruz. Oysa o tepkinin altında belki bir korku yatıyor. Güven kültürü de, bunu ortaya çıkarabilmekle ilgili. Mesela genelde en çok ailemize güveniriz. Bunun temeli bize işi şeyler söylüyor olmaları değildir. Onların doğru şeyler söylediğini biliriz. Şirketlerde güven kültürünü sağlamak için “mış gibi” yapmamak gerekiyor. Şeffaflık güven ortamını yaratıyor. Samimi, içten yani gerçek bir iletişime ihtiyaç duyuluyor.

Ayşe Uça: Liderlerin duygu yönetebilmesi ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Banu Koç Çakan: Liderin duygu durumundaki yüzde 10 değişim, şirkete yüzde 90’lık bir değişim olarak yansıyor. Liderlerin ekiplerini geliştirebilmeleri ve başarıya taşıyabilmeleri kendileri ile bağ kurabilmelerinden geçiyor sonrasında ise davranışlarına yansıtmaları gereken 6 temel yetkinliğe sahip olmaları gerekiyor.

Liderlerin duygu yönetimi için sahip olması gereken 6 Yetkinlik

Banu Koç Çakan: Her yetkinliğin altında 7’şer davranış bulunuyor. Dolayısıyla iyi bir yöneticinin 6 yetkinlik kapsamında, toplam 42 davranışı olması bekleniyor.

1- Öz farkındalık: Kendi duygu durumu, davranışlarının arkasındaki düşünce sistemini bilmesi gerekiyor.

2- Empati becerisi: Duygu durumunun, dışarıdan nasıl göründüğünün analiz edebilme becerisine sahip olması gerekiyor.

3- İfade edebilmek: Duygularını, düşüncelerini, samimiyeti gerçek bir şekilde ifade edebiliyor olması gerekiyor. Bu durum zaten güven ortamını da beraberinde getiriyor.

4- Kapsayıcılık: İş yerleri en önemli kararların alındığı noktalar. Bu kararlarda kapsayıcı olmak gerekiyor.

5- Yıkıcı duyguları yönetebilmek: Nefesini, bedenini, duygularını kontrol edebiliyor olmak gerekiyor.

6- Güçlendirme becerisi: Çalışanların şirketten vazgeçme nedenleri arasında en önemli unsurlardan olan güçlendirme, geliştirme yoksunu yöneticiler. Kariyer hedefleri olan bir çalışan güçlenip, gelişemeyeceği bir şirkette kalmak istemiyor.

Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz: