DÜNYA’nın İK’sı programımızda bu haftaki konuğum İngiltere’den! İngiltere ve Türkiye’de, finansal danışmanlık ve muhasebe hizmeti veren ACT firmasının Yönetici Ortağı Alp Aktaş, canlı yayın konuğum oldu. Yaklaşık 4 senedir İngiltere’de yaşayan Aktaş, pandemiyi de bu ülkede karşılamış oldu. Kendisiyle, İngiltere serüvenini ve pandemi sürecini konuştuğumuz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ayşe Uça: Yaklaşık 17 sene önce, müşterimiz olmanız sayesinde tanışmıştık. Datassist Bordro Servisi olarak halen hizmet sağladığımız General Electric’teydiniz o zamanlar. Yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ise Türkiye ve İngiltere’de operasyonları bulunan, finansal danışmanlık ve muhasebe hizmeti veren ACT şirketinin başındaydınız. Türkiye’de başlayan serüveninizi İngiltere’ye taşımaya nasıl karar verdiniz?

Alp Aktaş

Alp Aktaş: Bu sene, İngiltere’deki dördüncü senem… Buraya gelen birçok insan gibi, bizim de ailecek geliş sebebimiz; çocuklarımızın iyi bir eğitim alması içindi. Buraya geldiğimde Türkiye’deki işlerim de devam ediyordu. Vergi, muhasebe, raporlama gibi birçok alanda faaliyet gösteren şirketimi 2012 yılında kurmuştum.

Ayşe Uça: Aslında burada ilginç olan konu; sizin sektörünüzde faaliyet gösteren bir şirketin, uzaktan yönetilmeye pek de uygun gibi görülmemesine rağmen, böyle bir karar vermeniz.

Alp Aktaş: Özellikle Türkiye gibi belge yoğun ülkelerde bilhassa operasyonel yük çok büyük. Şirketi kurmadan önceki, yaklaşık 20 yıllık uluslararası şirket tecrübem, sağladığımız hizmetlerin katma değerini artırmamı sağladı. Genelde kurumsal ağırlıklı olan müşterilerimizin muhasebesel kontrol, bütçe ya da kapanış gibi kritik süreçlerinde onlarla omuz omuza verip destek sağlıyoruz. Aslında sunduğumuz hizmeti klasik bir outsourcing değil, bir insourcing hizmet olarak nitelendirebiliriz. Sağladığımız hizmetin bu denli işin içinde olmasına rağmen; İngiltere’ye geldiğimde bu hizmetlerin uzaktan olamayacağına dair hiçbir tereddüt yaşamadım. Çünkü şirketi kurduğum andan itibaren uzaktan çalışma kaynaklarını kullanıyoruz. Şirkette hiç kimsenin masaüstü bilgisayarı yok. İnternetin olabileceği her yerden işlerini yapabilecek, son derece mobilize bir envantere sahiptik. Pandemide de aynı iş akışı, bu kez evden devam etti. Sadece müşterilerimizin böyle bir duruma ne kadar hazır olduğu bizim için merak konusu olmuştu. Farklı bir ülkeden operasyonları yürütüyor olmak ya da pandeminin olumsuz koşulları iş akışımızda bir aksaklık yaşatmadı. Bu durumda İngiltere’de olmak, yalnızca değişik bir kültürel çevrede olmaktı.

Doğru Müşteri Deneyimi Kurgulanarak Muhasebe Şirketi Bile Uzaktan Yönetilebilir

Ayşe Uça: İngiltere’ye gittiğinizde, buradaki operasyonu nasıl yapacağınıza dair soru işaretlerim vardı. Müşterileriniz nasıl karşıladı bu durumu?

Alp Aktaş: Müşterilerimiz böyle bir şeye hazır değildi. Türkiye’de klasik “muhasebecim elimin altında olacak, istediğimde hemen toplantı yapacağım” anlayışı vardı. Bu anlayış kademe kademe değişti. Özellikle 2007’den sonra, mali alanda birçok belge elektronik ortama taşınmaya başladı. Bu durum bir yandan bizi yorarken, bir yandan da işimizi kolaylaştırıyor. Bütün müşterilerimizin defterlerini, elektronik sisteme geçirdiğimizde yıl 2015’di zaten. Ancak yine de müşterilerimizin ofislerine gidip, birtakım kontrollerimizi yerinde sağlıyorduk. Salgın sonrasında müşterilerimiz ofislerini kapatmasına rağmen, bizim süreçlerimiz eksiksiz devam etti. Şirketi mobil bir altyapı üzerine tasarlamasaydık, bugün hizmetimizde aksaklıklar yaşardık.

Ayşe Uça: Peki, İngiltere’de süreçleriniz farklı mı?

Alp Aktaş: Aslında Türkiye ile çok paralel şekilde gidiyor. Her ne kadar İngiltere’nin kendine has uygulamaları olsa da, muhasebenin temeli aynı…

Ayşe Uça: İngiltere’de de Türklere mi hizmet veriyorsunuz?

Alp Aktaş: İngiltere Türklere de, yabancılara da hizmet veriyoruz. Türkiye’deki operasyonlarımızın yüzde 80-90’ını da uluslararası şirketler oluşturuyor aslında.

Ayşe Uça: Ben sizin enerjinizi bildiğim için, İngiltere’de de başarılı olacağınızı biliyordum.

Alp Aktaş: Çok teşekkürler. Bu gerçekten bir ekip işi, ekibimizin enerjisi oldukça yüksek… Çok farklı yaşlardan çalışanlarımız var. Şirketimizin yüzde 75’lik kısmını kadın çalışanlar oluşturuyor.

“Pandemide İngiltere’nin Tek Başarısı: Aşı”

Ayşe Uça: İngiltere, pandemi ile ilgili birtakım farklı politikalar izledi. Diğer Avrupa ülkelerine nazaran, finansal Covid desteklerinde çok daha cömert davranması da oldukça dikkat çekiyor. Ancak bu durumu endişeyle takip eden de bir kesim bulunuyor. Zira cömertçe dağıtılan bu yardımlar sonrasında, ekonominin olumsuz etkileneceği de aşikar. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Alp Aktaş: İngiltere’de, özellikle ilk dönemde, mücadele açısından çok negatif hamleler yapıldı. Sonrasında vaka sayılarının önlenemez artışı, politikaların tamamen değiştirilmesini gerektirdi. Çok net bir biçimde yapılan hata kabul edildi ve yeni adımlar atıldı. Ancak bunun için epey geç kalındı. Maske zorunluluğu bile Haziran’da başladı. Maalesef can kayıpları, hastanelerdeki yoğunluklar gibi çok büyük olumsuz sonuçları oldu. Hatta hastane yoğunlukları nedeniyle, kanser tedavilerinin bile verilemeyeceği duyuruldu. İşin ekonomik kısmına gelecek olursak, İngiltere’ye kıyasla Türkiye’de maalesef yapılan yardımlar düşük. İngiltere, sizin de dediğiniz gibi oldukça cömert bu konuda. Burada Kasım-Aralık’tan beri kafeler, restoranlar, kuaförler vs. kapalı. Devletin de bu süreçte çok büyük finansman desteği oldu. Desteklerin yanı sıra birçok vergi kayıpları da var. Ancak bunun geri dönüşünü hep birlikte yaşayacağız. Yeni bütçe ile ilgili yapılan açıklamada kurumlar vergisinin artacağını söylendi. Birtakım vergi istisnaları var, vergi dilimleri var, onlarda değişikliğe gidilmeyecek. Tabii ki şimdi değil, kademeli olarak birkaç yıl içerisinde bu adımlar atılacak. Ancak bunlar bile henüz yasalaşmadı, mecliste konuşuluyor halen. Bu da kültürel bir fark… Ortaya bir plan koyuluyor ve plan uygulanıyor. Aşıda da böyle oldu. Dünyada, nüfusunun yüzde 46’sının aşı olduğu tek ülke İngiltere. Bana soracak olursanız Covid ile ilgili en başarılı olduğu şey de bu oldu.

Ayşe Uça: Birçok Avrupa ülkesinde, devlet tarafından yapılan Covid desteklerinin kötüye kullanımı konuşuluyor. Bu durumun İngiltere’de de böyle olduğuna dair haberler görüyoruz. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, İngiltere bu durumu nasıl kontrol ediyor?

Alp Aktaş: Geçmişi iyi olan şirketlerde bu durum daha kontrol edebilir halde. Şahıs şirketlerinde ise bu kontrol daha zor gerçekleşecek. Buradaki vergi dairelerinin çok yönlü kontrolleri var. Sistem elektronik. Hesapların, birçok verilerin elektronik olarak saklanıyor olması kontrol için önemli bir kolaylık sağlayacak.

Ayşe Uça: Son olarak İngiltere’ye gelmek isteyen girişimcilere ne mesaj vermek istersiniz?

Alp Aktaş: Öncelikle kültürel değişikliğe hazır olmalılar. Dil çok önemli bir bariyer. Yaptığınız işin İngiltere’de de geçerli olması lazım ya da İngiltere’deki iş yapış şekillerine hızlı adapte olabiliyor olmanız lazım. Ailecek gelecekseniz, herkesin uyumu önemli. Kültürel olarak çok ciddi farklar var.