Başvuru yaptığınız iş için hâlâ çağırılmadınız mı?
Çeşitli senaryolardan biri, fazla yetenekli bulunmuş olmanız olabilir.
Bir işveren olarak gözde üniversitelerden mezun olmuş ve iyi tecrübeler edinmiş bir CV’yi görünce bu CV’yi kenara koyduğum çok durum var.
İlk düşünce, bu kişinin başlangıçta olmasa da bir altı ay sonra yüksek ücret beklentisinde olacağı… CV’nin kenara konmasındaki en büyük neden bu aslında!
Ama asıl neden bu aranan pozisyona fazla gelen kişinin bir süre sonra işten sıkılacağı ve işin gereklerini yerine getirmeyeceğidir. Hele bu kişi belli bir süre yönetici olarak çalışmışsa, çalışandan talep edeceğimiz pratik işleri yapmaktan imtina edeceğini düşünürüz.
Zaman zaman belli bir dönemdeki arz talep dengesizlikleri; bu kişi için doğru bir iş sahası olmaması ya da ekonomik kriz dönemlerinde daha düşük pozisyonlardaki işleri kabul etmek zorunda kalırlar. Bu aslında işverene belki de daha önce ulaşamayacağı nitelikteki adaylara ulaşmasını sağlar.
Bazen işi öğrendikten sonra bu işe değer katacak, iş yapma şeklini sorgulayacak, belki de birilerinin başına “bela” olacaklardır.
Bir diğer yüksek ihtimal de; söz konusu CV’ye bakan kişinin bir birim sorumlusu olması hâlinde doğal olarak ileride kendine rakip olacak bir kişiyi işe almak istememesi ve CV’yi kenara koymasıdır.
Yüksek yetenekli personeli istihdam etmenin sıkıntıları, her işverenin kabusudur. İşi beğenmeme ihtimali, ücret beklentisindeki öngörülebilir artış beklentisi, biriminde yaratacağı uyumsuzluk… Tüm olumsuzluklar, gerçeğe dönüşebilecek kadar gerçekçi ancak bir de “Ya tutarsa” mantığı ile ders çıkarılabilecek durumlar da yok değil.
Bu kişiyi gözü karartıp işe aldınız diyelim… Kendi beklentileri ölçütünde, kişisel projelerini de yürüttüğünü varsayalım. Bir işveren bu durumda ne yapmalı? Eski ‘mesai’ anlayışının artık yerini daha esnek yaklaşımlara bırakmaya başladığı bir gerçek. Siz bu gerçeğe ne kadar hazırsınız?
Peki ya ciddiyet? CV’siyle ortaya koyduğu standardın altında, ona sorsanız ‘fuzulî’ olarak niteleyebileceği gündelik iş akışınızı ne kadar ciddiye alacak? Öngörmek değil de, önünü almak biraz zor. Yüksek standartlı bir özgeçmişin sahibine işleri gözü kapalı emanet edebilir misiniz? Maalesef her zaman değil… Üstelik onu gereğinden fazla göz hapsinde tutmanız bir süre sonra onun için bir bunalım ve kaçınılmaz bir veda ile sonuçlanacaktır.
Her şartta, iyi bir özgeçmiş tek bir cümleyle cevap bulur işverenin kafasında: “Sen bana fazla iyisin, sorun sende değil…” Bu cümlenin devamını “Ancak bu işe bir şans vermeni isterim” veya “Sana iş arayışında bol şans dilerim” minvalinde iki alternatifin hangisiyle getireceği de işverene kalmış…
Ne dersiniz; olumsuz ihtimalleri göze alıp bir cevheri değerlendirmek kulağa güzel gelmiyor mu?
İşe Alınan İyi Özgeçmişi Yönetmek
Diyelim ki her şeyi göze alıp, iyi özgeçmişin sahibiyle el sıkıştınız; eşyalarını alıp masasına yerleşti… Bu aşamadan sonrası, bir soğuk savaşa evrilebilir.
Beklentisi, işin standartlarının üstünde olan bir çalışan için en büyük handikap dikkat eksikliği olacaktır. Onun dikkatini yoğunlaştırması için, bombardıman misali bir sürü işi önüne dizmek ilk akla gelen çözüm… Ancak doğru çözüm değil. Doğru vakitleri ayarlayarak, maksimum verim alınabilecek şekilde step to step mantığı güderek bir iş bittikten sonra diğerini vermek veya belli bir önem sırası çizip, deadline ile işin kontrolünü sağlamak daha faydalı.
Bu çalışan, bir aşamadan sonra birimindeki en az bir kişinin oklarını kendi üzerine çekecektir. Kendi işini sağlama almak isteyen fakat standardını yükseltemeyen bu ‘en az bir’ kişinin yeni geleni küstürmesi çok rastlanan bir durum. Yeniye veda edip, işleri her zaman olduğu gibi yürütmek de; bir o kadar rastlanan bir sonuç. Ancak ne kadar doğru? Bu süreci yönetmek, tembelliği bir kenara atmayı gerektirir. İki personel arasındaki uyuşmazlık, aslında çok kolay bir şekilde çözülebilir. İş alanlarını belirleyip, onların birbirini kontrol etmesini değil; sadece yaptıkları işi raporlamalarını sağlarsanız birbirlerini rakip olarak görmeyi bir kenara bırakıp, aynı organizasyonun iki farklı dişli çarkı olduklarını göreceklerdir. Olması gerektiği gibi…
Unutulmuş CV’ler Mezarlığı’nı Ziyaret Vakti
Bir zamanlar reddettiğiniz o gururlu ve güçlü özelliklere sahip bir CV vardı, hatırladınız mı?
Bazen, dönüp “Şu özelliklere sahip bir aday vardı…” demeniz gerekebilir. Bu evrede, CV mezarlığınızı ziyaret etmek için çok kritik bir vakit vardır. O vakti kaçırırsanız hem sizin için hem de şirketiniz için her şey çok geç olur…
Bu yazı, Dünya Gazetesi’nde 17 Kasım 2017 tarihinde yayımlanmıştır.