Nasıl Bir İK programımızın bu haftaki konuğu Dr. Aycan Bul. Kendisi Fiona’s Lavender Kurucu Ortağı. Aycan Hanım ile başka kariyer olanakları hakkında konuştuk.
Ayşe Uça: Hoş geldiniz Aycan Hanım.
Aycan Bul: Hoş buldum, merhabalar.
Ayşe Uça: Sigorta sektöründe önemli yönetici görevlerinde bulunduğunuzu biliyorum. Bundan biraz bahseder misiniz?
Aycan Bul: Kariyerime bankacı olarak başlamıştım daha sonradan sigortacılığa geçtim. Sigorta sektörünü bankacılıktan daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Sigortacılığın beni çeken bir tarafı var. Şu an aktif olarak yapmasam da sigorta sektörüne danışmanlık veriyorum ve üniversitede sigorta ile alakalı derslerime devam ediyorum. Zaman içinde daha çok banka sigortacılığı ve dijital sigortacılıkta uzmanlaştım ve proje bazlı işler yapıyorum, bir şekilde kopmadan devam ediyorum.
Ayşe Uça: Bu sektörde kaç yıl oldu ve hangi görevlerde çalıştınız?
Aycan Bul: Aslında benim sigortacılık deneyimim oldukça uzun. Hala bitmiş saymıyorum, bir şekilde sigorta sektörünün içinde kaldım. Daha çok finansal grupların sigortacılığına hizmet verdim. Garanti grubu, TEB sigortayı satın almasıyla beraber Zürih grubuyla da çalıştım. Bunlar benim banka sigortacılığında uzmanlaşmama yol açtı. Daha çok müşteri tarafında çalıştım ve bunu çok sevdim.
“Çalışmayı ve üretmeyi seviyorum.”
Ayşe Uça: İkimiz de birer yetişkin kız annesiyiz. Onlar kendi yollarını bulurken birçok olasılıkları vardı ama bizdeki durum öyle değil. Bu sizin için nasıldı?
Aycan Bul: Aslında benim de çok farklı değildi. Okuduğun okul, bulunduğun ortam bu seçimlerde zaten etkili olmuştu. Ben de bilinçli bir şekilde tercih yapmamıştım. Üniversite bölüm seçimimden çok emin olamasam da belki kişiliğimden kaynaklı yaptığım her işi çok sevdim. Çalışmayı ve üretmeyi seviyorum. İşlerimi yaparken hep ‘farklı bir şey yapayım’ motivasyonum oldu. Geçmişe baktığımda, çalıştığım şirketlerde 100’e varan yeni ürün, sürekli proje bazlı bir şeyler yapma peşindeydim. Zaten bir şirkette uzun yıllar da çalışamadım, sürekli yeni bir yer aradım. Yeni ürünler, projeler bana yetmedi.
“Türkiye’de bu iş modeli pandemiyle birlikte tüketicinin gündemine geldi.”
Ayşe Uça: Konumuz meslek seçimi ve farklı kariyerleri bir hayata sığdırabilmek. Bir kişi çalışma yaşamı boyunca birden fazla kariyer alanları içinde olabiliyor, meslekler ve teknolojiler değişiyor. Sigortacılık kariyerinden ayrılmayı nasıl düşündünüz?
Aycan Bul: Uzun yıllar sigorta sektöründe profesyonel olarak çalıştıktan sonra bir grup arkadaşımla, eşimin de içinde olduğu bir oluşumla bir dijital sigortacılık platformu kurduk. Bugün e-ticaret sitelerinin ve pazar yerlerinin bireysel ürünleri için kurguladığımız bir iş modeliydi ve bu bir melek yatırımcı ile ilk girişimimiz oldu. Daha sonrasında bu girişimimizden bir çıkış yaptık. Sektörümüzün ileri gelen oyuncularından biri satın aldı.
O dönemde İngiltere çok gelişmiş bir pazardı, bizim de birincil örneğimiz orasıydı. Gidip oradaki oluşumları, ne kadar büyüdüklerini ve pazarı ne kadar domine edebildiklerini gördük. Türkiye’de ise çok gelişmiş değildi. Bu iş modelinin pandemiyle birlikte nihayet tüketicinin gündemine girebildiğini gördük. Kurduğumuz yapının o dönem için ileri bir hizmet sunan yapı olduğunu düşünüyorum.
Sigortacılık biraz güven üzerine kurulu. Şirketler müşteri üzerinde güven oluşturamadığı zaman insanlar bir aracı arıyor. O acentelerin ortadan kalkması, bilgisayar üzerinden tüm işlemleri gerçekleştirmek o dönemdeki tüketici için yeni ve bir o kadar zorlayıcı bir şeydi.
Bu dönemde de üniversiteden mezun olduktan hemen sonra bir yüksek lisans çalışmasına başlamıştım. Yoğunluktan dolayı yarım bırakmak zorunda kaldım. 9-6 çalışmaktan çıkıp işimi daha esnek zamanlara yayabildiğim zaman yarım bıraktığım yüksek lisansı bitirmeye karar verdim. Sonrasında okula geri dönüş yaptım. 1,5 senede okulu tamamlamış oldum. Okulu ve hocalarımı çok sevdim, üzerine bir de doktora yaptım. Böylece akademisyenlik de hayatıma girmiş oldu. Yollarım Bilgi Üniversitesi ile kesişti ve orada kadro almadan ders vermeye başladım. Çünkü kadro almak 9-6 çalışmaya devam etmek gibi gelmişti.
Ayşe Uça: İK yöneticilerinin eğitime yöneldiklerini görüyorum fakat bunu bir doktorayla değil de farklı eğitimler alarak yapıyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz
Aycan Bul: Doktora sürecinde birçok arkadaşım oldu. Yıllar sonra öğrenci olmak çok güzeldi. İlk sene özellikle teorik kısımda öğrencilik ruhunu tekrardan yaşıyorsunuz. Ben hala okul çevresindeki mekanlara gitmeyi, eski arkadaşlarım ve hocalarımla görüşmeyi çok seviyorum. Bu öğrencilik sürecini öğretmenliğe dökebilmek gerçekten çok güzel bir şey.
“Hayatımda hiç olmayan bir bilgi seti beynime işledi.”
Ayşe Uça: Neden Fiona’s, neden Lavender ve neden İngilizce?
Aycan Bul: Lavanta gerçekten hayatımıza tesadüfi ve çok hızlı şekilde girdi. Eşim Ürgüp’lü, her sene gider gelirdik. Kapadokya çevresi çok büyülü bir coğrafya. Biz daha çok aile ziyaretleri ve gezme amacıyla giderdik. Bir gün gittiğimizde bağımızın yarısı yoktu, istimlak edilip başka bir yer tahsis edildiğini öğrendik. Ben profesyonel çalışmayı bırakınca konfor alanıma erişmiş oldum, eşim ise halen profesyonel çalışma hayatında.
Arkadaşlarımıza baktığımızda yavaş yavaş emeklilik planlamaları yapıyorlar, Bodrum’dan evler alıyorlar vb. Bizse farklı şeyler peşindeydik. Kalamış’ta bir yerde otururken bir arkadaşımızla rastlaştık. “Farklı bir şey yapmak istiyorsanız buraya lavanta ekin, insanlar da gelsin ve lavanta bahçeleri olsun.” demişti. Biz de çok güzel olabileceğini düşündük ve o zaman aklımıza girdi. Lavantanın yetiştirilme şekillerini vb. araştırdık ve bu bir fizibilite sürecine dönüştü. En kaliteli uçucu yağı verdiği için İngiliz lavantası veya tıbbi lavanta dikmeyi düşündük. ESOGÜ’den Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği hakkında sertifikalı bir eğitim aldık.
Ben gerçek bir şehir insanıyım. Arkadaşlarım yaz tatilinde köylerine giderdi benimse gidecek bir köyüm yoktu çünkü ailem Balkan göçmeniydi. Yani topraktan uzak yaşadım. Bu işe girerek bilmediğim bir sektöre adım atarak gerçekten bir risk aldım. Belki de sıkılacaktım. Bende tam tersi oldu. Geçen Temmuz ayında ilk hasadımızı yaptık. İlk 3 yıl bebek gibi bakmalısınız, o süreci atlattığınızda size 15 yıla kadar çiçek verebiliyor. Lavanta hayatıma girdikten sonra bu kadar bilgi sahibi oldum. Hayatımda hiç olmayan bir bilgi seti bir anda beynime işledi.
Uzun zamandır aklımızda bir marka vardı. Zaten markamızın adı da Fiona’ydı. Fiona köpeklerimizden biri, onu nedenini anlayamadan ani ve erken bir şekilde kaybettik. Şirketi kurduğumuz zaman hemen aklımıza geldi ve ismini verdik. Turistik bir bölge olduğu için markayı İngilizce olarak kullanmayı tercih ettik ve bu şekilde bir marka tescillemesi yaptık.
Instagram: fionaslavender