Bu yazı, Dünya Gazetesi’nin 3 Mart 2017 tarihli nüshasında yayınlanmıştır.
Her yerde varlar ama fark etmeyiz. Bizi korkuturlar, kötü haberleri hep onlardan duyarız, şirketin batıyor olduğuna ilişkin kimsenin farkına varmadığı iki detayı birleştirip sonucu size fısıldarlar. Komplo teorileri hep onların çarpık zihinlerinden çıkar. Oldukça fazla destekçileri olur her zaman.
Bilirsiniz işte; onlar okulun rağbet gören hafif çekinilen karakterleri, iş hayatında sosyal anlamda ağırlığı olan ve toplantılarda sözü dinlenen kimselerdir.
Siz kafanızdaki çok iyi ve organizasyonu yukarı çıkaracağını düşündüğünüz bir öneriyi büyük bir heyecanla anlatmaya başlarsınız, dinleyicilerin gözü sizin üzerinizdedir. Siz de enerjik bir biçimde yaratıcı projeyi anlatıyorsunuzdur.
Tam o noktada bu projenin gülünesi derecede komik olduğunu, benzer bir projenin zaten daha önce başkaları tarafından yapıldığını ya da projeyi yapan kişinin zorluklar yüzünden hiç de iyi durumda organizasyonu noktalamadığını anlatıverir birisi. Daha projeniz doğmadan bu kişi tarafından yastık bastırılarak boğulmuştur. Zira başka türlü olsa sesiniz çıkardı! Kalabalıkta sesiniz duyulmaz olur. Sizi dinleyen kişiler olaya ilgilerini bir anda kaybetmiş ve hayatın ya da şirketin günlük dertlerinden birine dönmüşlerdir.
Bu kişilerin bir yöntemi de bu tür yaratıcı fikirlere sağır olmaktır. Siz odada hiç yokmuşsunuz gibi de davranabilirler. Onlar bir anlamda fikir lideri olduklarından çevredekiler mecburen duymamış gibi davranırlar. Sosyal oyunun bir kuralıdır bu.
Neden Hedef Sizsiniz?
Başınıza bu tarz örnekler çok çeşitli ve farklı sebeplerle geliyorsa, bir zaman sonra kendinizi bu soruyu sorarken bulacaksınız: Neden hedef benim?
Bu kişiler, organizasyondaki en üretken ve ilerleme potansiyeli en yüksek olanları hedef seçerler. Bu tarz bir durumun içindeyseniz, bilin ki potansiyeli yüksek bir kişisiniz ve şirketiniz için üretmek istedikleriniz büyük ölçüde doğru sonuçlar verecek fikirler içeriyordur.
Kendinizi küçülmüş hissedersiniz.
Düşünün; böyle tek bir davranış size kendinizi aptal hissettirdi. Davranış şekli bu olan bir ağabey ya da abla ile büyüdüğünüzü, her bir fikir ya da parlak önerinizin benzer bir blokaj ile karşılandığını. Her fikir patlamasında bozguna uğramak gibi bir şey bu! 20 yaşınıza geldiğinizde işe yaramaz fikirlerinizin olduğunu, aptal olduğunuzu ya da fikirlerinizin başkalarının yanında beyan edilmeyecek kadar önemsiz olduğuna karar vermiş olursunuz.
Bu tür insanlar toplumda oldukça rağbet görürler. Çoğunlukla negatif olayların haber değeri vardır, pozitif değil negatif durumlar hızla dikkat çeker.
Bir organizasyonda bu tür kişilerin sayısının çok olması halinde, organizasyonun enerji seviyesi eksiye düşer ve bu topluluk içinde yaratıcı fikirler oluşmamaya başlar. Bulunduğunuz ortamın otoriter olması ile ilgisi yoktur bazen en demokratik olarak düşündüğünüz ortamlar bu kişiler için daha iyi bir oyun yeri olabilir.
Negatif enerji santrallerinin doğal lider ya da otorite olması sıklıkla görülen bir olaydır. İlerlemeye set çekip, şirketin el freni olarak görev yaparlar.
Yanlış anlaşılmasın organizasyonlar sadece hayalperestlerden oluşamazlar tabii ki. Onların ayaklarını yere bastıracak, projenin nasıl gerçekleşeceğini soracak insanlara her zaman ihtiyacımız vardır.
Size başaramayacağınızı söyleyen insanların problemi, aslında kendilerinin başaramayacaklarını düşünmeleridir. Hatta sonunda siz başarsanız bile sizin başaramadığınızı düşünmeye devam edebilir, çeşitli savlar öne sürerek bu başarınıza gölge düşürebilirler.
Bu tür insanlar organizasyonlardan ayrıldıklarında çok problem çıkacağını, onlarsız yapamayacağınızı ve daha bir sürü kapalı tehditleri hep hazırda bulundururlar.
Ama tam tersi olur!
Negatif enerji santralleri günün birinde ortamdan ayrıldıklarında ortam hafifler hatta zaman içinde bu pozisyon kapanmasa bile üretimin arttığını fark edersiniz.
Organizasyonlar bu ortamı güçlendirmek ve daha da ileriye götürmek için çaba gösteren bireylerin sayısı oranında büyür.
Çevrenizde size kendinizi aptal hissettiren negatif enerji santrallerini tespit edin. Bazen sadece bu tür kişilerin varlığından dolayı bulunduğunuz işyerini ya da grubu terk edersiniz, çok rahatlarsınız. Ancak bu hareketinizin sözlük karşılığı; kaçmaktır.
Onlardan kurtulma imkanınız olmayabilir ama sadece tespit etmiş olmak bile santralin fişini çekmeye yeter. Tespit ettikten sonrası size kalmış: Doğaya (içinde bulunduğunuz organizasyona) uyumsuz olan bu santrali iptal etmek için mücadele edecek kadar azimli misiniz, yoksa halihazırda başka santrallerin olduğu başka organizasyonlara doğru yol mu alacaksınız?