Cumhuriyetin en büyük nimetlerinden biri olan kadın istihdamının, şöyle bir algı evrimi oldu: Bir dönem söz konusu olmaz, bir dönem ayıp, bir dönem yüksek statü göstergesi, bir dönem olmazsa olmaz… Peki, hem çocuk hem de kariyer yapmak kolay mı? Çalışan anne “çalışan” unvanından ne zaman vazgeçer? Anne olunca kariyer biter mi?

Üniversitenin son yıllarında kendimize uygun kariyer adımlarını atmak büyük stres yaratır. Soru işaretleri ile örülü bu zaman diliminde bir yandan derslere odaklanmak, diğer yandan geleceğimizi şekillendirecek kariyer için adımlar atmak durumundayız. Bu dönem hayatımızın en stresli dönemidir. İş hayatı bizler için birçok bilinmezlik barındırır –ki bilinmezlik, tarih boyunca insan ırkını en korkutan şey olmuştur. Gençliğin toyluğu, heyecanı ve duygusallığı arasında atılan bu adımlar genellikle hataya açıktır.

Yalnızca ülkemizde değil, küresel alanda gençlerin iş hayatında fırsatlar yakalamaları eskisinden daha zor bir durum. Bilgiye, eğitime ulaşmanın bu kadar kolay olduğu günümüzde fırsatların fazlalığı gençlerin kafalarını karıştırırken, bu fırsatlara yönelindiğinde başarılı olunacağının garantisi de eskisinden çok daha muğlak ve kaygan bir zemin üzerinde seyrediyor.

Çalışan Kadının Yol Ayrımı

Genellikle bu yıllarda hayatlarımızda başka sayfalar da açılır. Üniversitenin bittiği yıllar, çok büyük bir grup için evlilik kararlarının verildiği zamanlardır. Ülkemizde büyük bir çoğunlukla gençlerin bağımsız bir hayat kurmasını sağlayan kurumdur evlilik. Başka türlü evden ayrılış hoş karşılanmaz ya da cesaret edilemez. Buraya kadar bir şeylerin rayına oturduğunu düşünelim. Belki kariyer adına adımlar atılmış, iş konusunda bilinmezlikler aşılmış, belli bir konuda uzmanlık yaratılmış ve geleceğe biraz daha güvenli bakıldığı bir zaman gelmişken; çalışan kadının kafasını bir başka yol ayrımı meşgul etmeye başlar.

Bu yol ayrımının adına “annelik” diyoruz. “Ne zaman anne olacağım?” sorusu; üniversiteyi bitirmiş, kariyer basamaklarına merhaba dermiş, evlenmiş kadın çalışanın içinde kimi zaman bir karın ağrısı olur. Bu büyük bir karardır. Kimi kadınlar için eş ve çevre baskısı, kimisi için de yalnızca anne olma isteği işi daha zor hale sokar. Annelik ve kariyer arasında seçim yapmak oldukça zordur. Ve bu seçim, “çocuk da yaparım kariyer de” sloganlı meşhur reklamdaki gibi kadar kolay değildir. Datassist Bordro Servisi’nin istihdamının yüzde 75’ini tam da bu yaş gurubu kadınlar oluşturuyor. Onları yakından da tanıdığım için, hayatlarının en az 1000 gününde bu soruya yanıt aradıklarını biliyorum. Nihayetinde sorunun cevabına “annelik” diyenlerin, puslu geçen kararsız günleri, doğum izni bitine kadar yani başka kararsız günlere kadar geride kalıyor. İşine devam etmek isteyen çiçeği burnunda annelerin zaten yaşayacağı iş stresine ilave olarak bir de bebeğe bakan bakıcı ya da aile büyükleriyle de zaman zaman stres yaşaması oldukça yıpratıcı olabiliyor. Annelik gibi kutsal bir vazife ile kendisine saygınlık ve ekonomik bağımsızlık verecek işi arasında kalan “çalışan anne”;  unvanından çalışanı atıp, yalnızca anneyi bırakabiliyor.

Çalışırken anne olmak, her kadının hakkı olan bir tercihtir. Gelecek nesilleri şekillendiren en önemli unsur olan annelerin, çocukların çok daha sağlıklı yetişmesi için önceliklerini çocuklarına vermeleri hepimizin malumu. Birçok tavsiyede çalışan annelere çocuklarına zaman ayırmadıkları için kendilerini suçlu hissetmemeleri söylenir. Önemli olan çocukla geçirilen zamanın kalitesi denir. Ancak kimi zaman gözlerimizden uyku akarken ya da stres içindeyken çocuğumuzda kaliteli zaman yerine “kaliteli travmalar” yaratırız ister istemez.

Anneliği önceliklendiren kadınlarımızı çocukların büyümesinden sonra hangi zorluklar bekliyor?

  • Uzun süredir ev ve çocuklarla göreceli olarak dar bir faaliyet alanı ile ilgilenmiş olması kadının kendine olan güvenini azaltır. Her ne kadar çok değerli üretim yapıyor olmasına rağmen finansal olarak eşine bağlı olması özellikle bizim gibi ataerkil bir toplumda kadının daha edilgen kılınmasına yol açar. Bu davranış şekli zaman içinde kişiliğin silik gözükmesine neden olur.
  • Çocuklarını yetiştirmek üzere evde kalan kadın, ergenlik çağı veya özgürlük talebinin yoğunlaştığı kişilik arayışı içinde olan çocuğun tepkisini çeker. Çocukluk çağında annenin sıcak ilgisini arayan genç, annenin onu sıktığını, boğduğunu söyleyerek anneye isyankâr tavırlar gösterir. Evde fırtınalar kopar.
  • Yetenekli anne bu dönemde hedefsizlik yaşayarak hayatın anlamını daha çok sorgulamaya başlar. Hobi kursları ve farklı faaliyetler hedefsizliği çoğunlukla karşılamaz.
  • Bu dönemde çocukların annelerin zamanı yerine, eğitim masraflarına ihtiyaçları artar. Anne ise bunu karşılamak için tekrar işe dönüş ve sıfırdan başlamak için hazır değildir.

Amerika’da yapılan bir araştırmada iyi eğitimli bir kadın ortalama 10 yıl çalıştıktan sonra, çocuk için işe ara veren kadınların yüzde 80’inin geriye dönüşte büyük finansal kayıplar yaşadıkları ve kendi yeteneklerinin çok altında işlerde çalışmaya başladıklarını gösteriyor.

Dönüşte, Yeteneklerinin Çok Altında İşlerde Çalışıyorlar

Bir anne ve girişimci kadın olarak, kariyerimi bırakmamanın zorluklarını fazlasıyla yaşadım. Çocuklarımız annelerinin yapmadığı, yapamadığı konulara fazlasıyla odaklanırlar. Çocukluk dönemindeki travmaların geriye dönüşü ne yazık ki yok. Kızımın bir müze gezisi sonrası annesi tarafından alınmamış tek çocuk olduğunu yeisle hatırlaması ve bana hatırlatmasına üzülürüm. Ne o müze gezisini, ne de zamanı geri getirebilirim. Çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için kariyer yapmayan eğitimli kadınlar için bir sosyal sorumluluk projesi hazırladım. Anneleri ve kadını güçlendirmeye katkı sağlamak istediğim “Yeniden Başlasın” projeme Professional Women’s Network İstanbul da destek veriyor. Annelik nedeniyle işini bırakmış, işe başlama konusunda hedef yaşları geçmiş, yeniden başlamak isteyen annelerimizin başvurusunu bekliyoruz.

Detaylar ve CV paylaşmak için tıklayın.

datassist.com.tr/yeniden-baslasin-ilan/