DÜNYA’nın İK’sı programımızda bu haftaki konuğum Neuroakademi İstanbul’un kurucusu Dr. Kıvılcım Kayabalı. Kıvılcım Hanım’la, beynimizi etkili kullanarak iş performansımızın nasıl artırabileceğimizi konuştuk.

Ayşe UÇA: Günümüz iş dünyasında beynimizi etkili kullanmaya mecburuz. Yapay zeka ile ilgili gelişmeler birçoğumuzun işini elinden alabilir derken pandemi nedeni ile oluşan kriz mevcut birçok işin şeklini geriye dönülmeyecek şekilde değiştirdi ve bir yandan da nüfus yaşlanıyor. Emeklilik yaşının yükselmesi önemli bir olgu ve artık ileri yaşlara kadar çalışmamız gerekecek. Bu durumda zaman içerisinde farklı yetkinlikleri kazanmaya hazır olmamız gerek. Bu gelişmelerin yaşandığı bir dünyada beynimizi dahaetkii kullanmamız gerekiyor. Beynimizi nasıl geliştirebiliriz?

Neuroakademi İstanbul’un kurucusu Dr. Kıvılcım Kayabalı

Dr. Kıvılcım Kayabalı: Fiziksel olarak genç kalmak istediğimiz gibi, zihinsel olarak da genç kalmak istiyoruz. Bundan 10-15 yıl öncesine kadar beyin hücrelerinin yenilenemediğini düşünüyorduk. Nöroröbilim çalışmaları bize gösterdi ki beyin hücrelerimiz tekrar yapılabiliyor ve yeni networkler oluşabiliyor. Biz buna “nöroplastisite” diyoruz, ileriki yıllarda bunu fazlasıyla duyacağız. Nöroplastisitenin açılımı şöyle; nöro sinir hücresi demek, plastik ise esneyebilen demek. Yani beynimiz oldukça plastik bir yapıda öğrendiklerimizi koşullara ve deneyimlere bağlı olarak yeni bağlantılar oluşturabiliyor. Öğrendiğimiz, yaptığımız şeylertekrar edersek, bu bağlantılar güçlenebiliyor. Tekrar etmeyi bıraktığımızda ise budanıyor ve yok oluyor.

Ayşe UÇA: Kötü bir şeyi tekrar edersek, olumsuz olarak bu da geçerli değil mi?

Dr. Kıvılcım Kayabalı: Tabii ki geçmişte yaşadığımız kötü deneyimleri, olumsuz düşünceleri sürekli tekrar edersek, bu durumda birtakım nöral yapılar oluşturuyor ve biz geçmişteki kötü deneyimlere bağımlı olabiliyoruz. Olumsuz bir deneyimi tekrar etmek, o duyguyu yaşamak zihnin hoşuna gidiyor. Bunu engellemek mümkün.

Beynimizde 86 milyar nöron, yani sinir hücresi var. Her nöron, her an 10 bin farklı nöron ile bağlantı kuruyor. Beynimizde sürekli bir kimyasal ve elektriksel uyarı var ve bu uykuda bile devam ediyor. Bunun sonucunda nörotransmitter dediğimiz maddeler açığa çıkıyor. Örneğin serotonin azlığında kendimizi kötü hissediyoruz, depresyona giriyoruz. Dopamin kendimizi iyi hissettiğimizde, iyi bir şey başardığımızda açığa çıkıyor, adrenalin heyecanlandığımız zaman artıyor. Oksitosin ise bağlılıkla ilgili bir nörotransmitter, özellikle sevdiğiniz bir insana sarıldığımız zaman artıyor. Biz beynimizde yeni bağlantılar oluşmasını nasıl sağlayabiliriz? Bu mümkün mü? Evet mümkün. Hayat boyu öğrenerek… Ne kadar çok kitap okursak, ne kadar çok yeni deneyim yaparsak, ne kadar çok seyahat edersek… Özellikle belli bir yaştan sonra bir müzik aleti çalmak… Öğrenmekten bahsettim ama nöroplastisiyeyi artıran şeylerin başında roman okumak geliyor. Roman okurken duyma ile ilgili bir şey okuyorsak, duyma korteksi, görme ile ilgili bir şey okuyorsak görme korteksi harekete geçiyor.

Ayşe UÇA: Yine de kitap okumak, başka bir aktiviteye nazaran edilgen bir eylem değil mi?

Dr. Kıvılcım Kayabalı: Hayır, beynimiz için çok yararlı bir eylem. Çünkü birçok beyin bölgesi aktive oluyor, yeni bağlantılar oluşuyor.

Kitap okurken altını çizmeyin küçük notlar alın

Ayşe UÇA: İş kitabı ile roman arasında bir fark olduğu söyleniyor. İş ile ilgili kitap okumak güzel tabii ki, birçok şey öğreniyoruz. Roman başka bir şeydir deniyor. Bir hayal dünyası yaratıyor.

Dr. Kıvılcım Kayabalı: Tabii ki hayal dünyası yaratıyor. İş kitabında ise şöyle bir şey öneriliyor. Altını çizmeyin küçük notlar alın deniyor. Okuduğunuz kitabı başkalarına anlatın, o zaman tam anlamıyla da öğrenmiş olursunuz. Ben özet çıkarıyorum ve onu başkalarıyla paylaşmak için yayınlıyorum.

İş yaptığımız zamanın %47’sinde zihnimiz başka bir yerde oluyor.

Ayşe UÇA: Çalışma sırasında performansımızı nasıl artırabiliriz? Multitasking iyi bir şey mi?

Dr. Kıvılcım Kayabalı: Multitasking hiç iyi bir şey değil. Biz kadınlar mecburiyetten yapıyoruz. Montaigne’in çok güzel bir sözü var “eğer her yerde iseniz, hiçbir yerdesiniz” Bizim bu konuda çok güzel eğitimlerimiz var. Mindfullness eğitimleri, arkadaşım Ayşın Berkman ile kurumlara nörobilim temelli mindfullness eğitimleri veriyoruz.

Ayrıca herhangi bir işle meşgulken zamanımızın %47’sinde zihnimiz o anda değil. Çünkü zihnin hep olumsuza gitme gibi bir alışkanlığı var. Ya geçmişteki olumsuz anılarda, ya da gelecekle ilgili endişelerde… Çalıştığımız ana odaklandığımız zamanlar çok sınırlı. Her işi aynı anda yapabileceğimizi düşünmemiz de buna yol açıyor. Yöneticiler de buna sebep oluyor, çalışan e-postasına 15-20 dakika bakmaz ise sorun oluyor. Oysa çalışanın yaratıcılığını ortaya çıkarmak için odaklanması gerekir.

Ayşe UÇA: Beyin performansını artırmak isteyen genç insanlar için önerileriniz neler?

Dr. Kıvılcım Kayabalı:

  • Konfor alanının dışına çıkmak

Çok rahat bir hayat bizi çok fazla geliştirmez. Yeni alanlara kaymak yeni beceriler öğrenmek. Zaten yakın bir gelecekte bize tek meslek yetmeyecek. Birkaç meslek gerekecek.

  • Fiziksel aktivite

Spor yapmak, hareket etmek önemli… 15-20 dakika açık havada yürümek bile bilişsel fonksiyonları artırmak için önemli.

  • Beslenme

Alkol, sigara beyin fonksiyonları için zararlı. Bunun yanı sıra şeker karbonhidrat, rafine paketlenmiş ürünler. Bunlar hangi yaşta olursak olalım beyin fonksiyonlarımızı azaltıyor.

  • Uyku

İyi bir uyku beyin fonksiyonlarımızı geliştirmek korumak için çok önemli. Günümüzde önemli bir sorun bu.  Uyuyamıyoruz. Uyumadan önce ekran alışkanlığını bırakmak gerek. Cep telefonları ve tabletlerden yayılan mavi ışık beynimizin derinliklerinde melatonin salgılanan merkeze, henüz gece olmadı sinyali veriyor ve bizim melatonin salgımız azalıyor. Melatonin bizi sadece uykuya hazırlamıyor, hem bilişsel fonksiyonlar için önemli hem genç kalmak için önemli. Cep telefonları kaliteli uyku süremizi azaltıyor. Derin uyuduğumuz zaman büyüme hormonu salgılıyoruz. Uyku bunun için de önemli. Büyüme hormonunun etkili salgılanması için ise aç yatmak çok önemli. Yatmadan en az üç saat önce yemek olayını bitirmek gerekiyor.

  • Sosyal Medya

Sosyal medyaya bağımlı olmak derinlemesine öğrenmemizi engelliyor ve bizleri yüzeysel insanlar haline getiriyor. Biliyorsunuz IQ kademeli olarak düşüyor artık. Bu durumda birçok şeyi uzun süre hafızada saklamıyoruz. Sessizlik anları çok önemli, yaratıcılık sessizlik anlarında da ortaya çıkıyor.

Söyleşinin video haline aşağıdan erişebilirsiniz.